İşte beklediğim hava,beklediğim gün finallerim dün itibariyle bitti hem de çok keyifli bir şekilde bitti.Dün akşam kar yağmaya başladı ağaçların üstü yol kenarları hafif karlı çok güzel bir görüntü oluştu. Her yere kar yağarken burada yağmaması canımı sıkıyordu ama sonunda Denizli'ye de yağdı biraz :) İns devamı da gelir diyorum ve bu soğuk havalarda yüzümü soğuktan nasıl koruyorum onu canlı ve sağlıklı nasıl tutuyorum hangi üründen yardım alıyorum bundan bahsetmek istiyorum bugün.
   Bu krem hakkında kötü hiç bir şey söyleyemeyeceğim gerçekten, istediklerimi yerine getiren bir krem.Hatta o kadar sevdim ki verdiği etkiyi, Gratis'te bu markaya ait ne varsa eve getirmeyi düşünüyorum.Gratis bu markayı getirmeyi bırakır diye korkmaya başladım hatta çok geç tanıştım çünkü :( Gittiğim Gratis'lerde de marilou bio ürünlerini bulmak gerçekten çok zor oluyor 1 2 tane olmuş oluyor üründen her ürünü zaten olmuyor.Sizde de aynı mı acaba yorumlarda denediğiniz ürünleri varsa bu markanın,olumlu ya da olumsuz deneyimlerinizi benimle paylaşırsanız çok çok sevinirim.


   Marka %99 doğal içerikli,organik sertifikalı uygun fiyatlı çok güzel bir marka.Bu markadan kullandığım tek ürün bu krem.Sadece nem vermeyi, cildi kuruluktan kurtarmayı amaçlayan harika bir krem.Ben kış mevsiminde olduğumuz için ve cildimde kuruluk problemi yaşadığım için argan yağlısını seçtim.Sadece gündüz kremi olanı da var.Yoğun bir krem istemiyorsanız cildiniz çok kuru değilse gündüz kremine bakın derim.Benim gibi kışın kuruyan bir cildiniz varsa argan yağlısına yanı bu kreme bakın.
   Krem yoğun olmasına rağmen benim cildim tarafından hemen emiliyor cildim yumuşak ve parlak oluyor tam istediğim gibi, üstüne bb krem uygulayınca bb krem cildimle çok güzel bütünleşiyor günün sonuna kadar asla yanaklarım kurumuyor hala parlak ve sağlıklı gözüküyor.Ben kreme bayıldım kuru cildime ihtiyacı olan nemi verdi bakımını yaptı.Hem de propylene glycol gibi cildin ürünü emebilmesi için içine ekstra konulmuş(petrol türevi madde) zararlı kimyasallar sayesinde emmiyor cildim kremi sevdiği için emiyor bunu çok sevdim.


   Cildinizi besler ve nemlendirir diyor ama epidermisin üst tabakaları demiş hemen parantez içinde tüketiciyi kandırmaya çalışmıyor zaten nemlendirme dediğimiz şey odur dışarıdan kullandığımız ürünlerle anca epidermisin üst tabakalarını nemlendiririz.Ürünü satmak için, olmadığını bizimde bildiğimiz ama tüm kremlerin üstünde yazan o saçma vaatleri yok kremin.
   Kremi 2 aydır kullanıyorum ve çok sevdim kendisini havalar ısınmaya başlayıncaya kadar bu elimdeki biter herhalde ben de gider sadece gündüz kremini alırım.
   Merak ettiklerinize cevap bulabilmişsinizdir inş bu yazıda yine de aklınıza takılan bir yer olursa lütfen aşağıda bana yazın.


   Bu markanın diğer ürünlerini de denemeyi çok istiyorum inş bulabilirim.Amie günlük nemlendiriciyle arasındaki farkı merak ediyorsanız, hangisini alıyım gibi bir düşünceniz varsa şöyle söyleyeyim.
   Bu krem tam kuru cilt kremi yağlı bir krem adı üstünde ama kuru ciltli olduğum için benim cildimi yağlandırmıyor.Emilmesinde ve verdiği histe beni rahatsız eden bir tarafı olmadı.Biraz daha normal ve yağlı ciltliyseniz amie yi tercih edebilirsiniz.O krem de vaatlerini yerine getiren bir krem bazı bloggerlar cildini kuruttuğunu yazmış o kremde benim gözlemim kremi sürdünüz ilk 1 2 saat sanki kuruttu gibi oluyor ama bu bir his, biraz geriyor sanki ama gece sürdünüz diyelim ertesi sabah cildim yumuşacık oluyor, o gerilme ortadan kalkmış oluyor yani krem kurutmuyor aslında. Belki kuru cilt kremi değil belki içeriğindeki etken maddenin biri buna sebep oluyor bilmiyorum ama o da işini iyi yapan bir nemlendirici oldu benim cildimde.Tabi ki de ciltten cilde ürünlerin etkisi değişebilir.Amie nemlendirici yorumlarımı okumak isterseniz tık tık
   Hatta yazının sonunda Amie yi bu kremden daha çok sevdiğimi söylemiştim kokusundan dolayı, kokusuna alışmak biraz zor oldu ama şu an kokusundan bahsetmek aklıma bile gelmiyor.Bir de amie simli bir krem spf olduğu için içinde yüzünüz krem emilene kadar beyaz kalabiliyor.Sür çık pratik bir krem değil.Ama bu marilou bio argan yağlı krem sür çık bir krem.Cildinizi parlak gösteriyor simlerle değil içindeki yağlarla bu kuru ciltlilerin en çok istediği şey olsa gerek benim öyleydi en azından.Makyaj bazı olarak da kullanılabileceği yazıyor bence de kesinlikle öyle kullandığımda bb krem cildimle çok iyi bütünleşiyor yani bu kremi ben çok sevdim.Umarım sizde seversiniz cildiniz kremle iyi anlaşır.
 
                               
                               Gelecek yazımda görüşmek üzere :) Kendinize iyi bakın :*

   Önceden almak istediğim ürünleri telefonuma kaydederdim şimdi blogum var neden buradan paylaşmıyorum? Çok fazla değil sadece 6 şey beğendim mango yeni sezondan ( yalan baya 55 tane şey beğendim de işte :( ) Ben minimalist ve modern tarzı çok seviyorum ve dolabımı bu tarz üzerine güncellemek istiyorum.Bu blogun tarzı da benim tarzım da sadelikten yana.Çünkü çok ayrıntılı düşünen bir insanım ve bu böyle olan herkes gibi beni de çok yoruyor ben de bu sebepten hayatımdaki diğer unsurları sadeleştirmeye çalışıyorum.Bu gerçekten çok işe yarıyor.

Şimdi beğendiklerimin neler olduğuna bakalım :)


1-Dokuma koton sweatshirt : Sweatshirtler benim ne giysem diye düşündüğümde,yoğun günlerde,haftasonlarında,her türlü kurtarıcılarım. tık tık

2-Karma güneş gözlüğü : En zor seçtiğim şeylerden biri güneş gözlükleri yüzüm küçük olduğu için bana pek yakışmazlar ama bu yavruyu istiyorum inş olucak bu iş. tık tık

3-Parlak baskılı Tshirt : Beyaz tshirtler bu tarzın olmazsa olmaz parçalarından bunu da çok sevdim benim olursa mesut olabilirim. tık tık

4-Fermuarlı kozmetik çanta : Kozmetik çantasına ihtiyacım var bu şekli ve rengi itibariyle sevdirdi kendini görünce de o etkiyi alabilirsem almak istediğim parçalardan. tık tık

5-Dik yakalı kazak : Yeni sezonun en en beğendiğim parçası kendisi.Al koy karşına seyret öyle bir kazak.İndirime kadar bekler miyim gider alır mıyım emin değilim.Ama şubata kadar almamayı başarırsam doğum günümde alırım.Her türlü alırım giymeye kıyamam hatta çok güzelsin <3 tık tık

6-Kapitoneli tüylü mont : Kendisi tamamıyla bir ihtiyaç. tık tık


''Benim olun lütfen'' etiketinin kozmetik kısmı da gelicek.Umarım yararlı olmuştur keyifle okumuşsunuzdur beğendiğiniz parçalar olmuştur.Bir sonraki yazımda görüşmek üzere sağlıklı mutlu huzurlu günler :)

Ben neden 2 günde 1 yazı yazamıyorum 2016'ya planlı bir insan olarak girmeyi istedim yine mi olmadı.Final haftasıyla başladı yıl belki ondan olmadı ama bahane üretmem hoş değil :(( Konumuza gelirsek,bugün size Gosh markasının bu güzel allığından bahsedicem.
Eğer ten renginize uygun kendinize yakıştırdığınız 1 ya da 2 allığınız varsa yeterli.Çok olmasına gerçekten hiç gerek yok.Benim ilk aldığım allık The balm Frat boy'du baya araştırarak satın almıştım ten rengime uyar mı doğal durur mu diye buğday tenliyim ve gerçekten çok doğal duruyor..Zaten çok sevdiğim bir allığım varken neden bir tane daha alayım diyordum (ben biraz sorunluyum arkadaşlar evet 1 allık bana yetiyor.) Bu güzele indirimde denk geldim tek kalmıştı 14 kusur liraya inmişti ben de satın aldım.(Burdan indirimde denk geldiğim ambalajı güzel ürünlere zaafım olduğu sonucu çıkmasın 1 kere oldu :)))


   Ürün 3 mat 1 ışıltılı allıktan oluşuyor.Hepsini tek tek de kullanabiliyorsunuz, küçük olsa da fırçaya rahat bir şekilde alınıyor.Hepsini karıştırınca ortaya pembe renk bir allık çıkıyor.Yanakta doğal duruyor Oldukça pigmentli bir allık fırçaya ürün kolaylıkla geliyor.

   Ben nasıl kullanıyorum, soğuk pembeyi ve gül kurusu olan rengi tek başına allık olarak kullanıyorum.Gül kurusuna far olarak bayılıyorum.Işıltılı şeftali rengini yazın denicem şimdi kendisiyle pek alakam olmuyor.Diğer pembe ise en pigmentlileri ve benim sevmediğim bir pembe oldu.Esmerseniz siz de daha iyi durabilir hepsini karıştırınca da renk o pembeye benziyor hafif ışıltılı bir renk oluyor.Koyu buğday ya da esmer tende daha güzel olacaktır.
 
   Bu allığın Bronz Pie rengi de var ona da bakabilirsiniz.Ben alırken onu görmedim yoksa onu alırdım büyük ihtimal.Olmazsa olmaz bir allık değil ama elinizde varsa da bir çok işte kullanabileceğiniz bir allık.Ambalajı sağlam çantada açılma riski yok ve dayanıklı.
 
   Renkli kozmetikte içeriğe bakmıyoruz tabi ki ama şöyle bir genel baktığımızda en başta talc var zararlı olduğunu biliyoruz The balm ürünlerinde talc yok size tavsiyem az ama işe yarar ve kaliteli allığım olsun diyorsanız The balm allıklarına bakın.Kendinize uygun rengini deneyin (ama asla tester ürünü suratınıza sürmeyin bunu hiçbir zaman yapmayın bir arkadaşınızda vardır ondan deneyin bloglardan okuyun fikriniz olur zaten) ve 1 2 allığınız olsa size yeter belli tarzımız var ve ona göre makyaj yapıyoruz yaparsak abartmaya gerek yok diye düşünüyorum.

   

  Keşke ürünlerin arkasını çevirdiğimde içerik listesinin hepsini anlayabilsem hepsi hakkında bilgim olsa ve çevremdekileri de bu zararlı içeriklerden koruyabilsem. Başta gıda olmak üzere kullandığımız kozmetik ürünlerinde de sağlıklı bir ömür geçirmemizi engelleyen bir çok zararlı içerik var.
   Bu kimyasallar hakkında bilinçlenmeye devam etmek istiyorum ama doğru kaynak bulmakta da zorlanıyorum ama beraber öğrenicez ben bu blogu bu sebepten de açtım.Beni de bu konuda motive ediyor en küçük bir şeyi yazarken bile çokça araştırma yapmamı sağlıyor.
   Öncelikle temel noktalardan bahsetmek istiyorum temelde nelerden uzak duruyorum.Gıda konusunu şu an dahil etmicem, belki onun hakkında da yazarım.
   En çok kullanılan ürünlerin iyi seçilmesinden yanayım.Nedir bunlar derseniz;şampuan, duş jeli,diş macunu,deodorantlar,nemlendiriciler

 Duş jeli, temiz olmak için asla düş jeline ihtiyacımız yok sadece organik bir sabuna ihtiyacımız var.Tüm vücudumuzda kullandığımız zararlı bir ürünü alışveriş listemizden tamamen çıkarmak bence yapılacak ilk adımlardan biri.Diyorsanız ki vücudumda dursa dursa 2-3 dakika kalıyor hemen duruluyorum nasıl bir zarar verebilir,şöyle düşünün belki çok çok az bir kısmı emiliyor olabilir ama organik bir sabun sadece kiri cildinizden uzaklaştırırken kimyasal bir temizleyici ise kiri uzaklaştırır yanında cildin üst tabakasındaki koruyucu bariyeri de söker atar.Cildinizi tam anlamıyla her şeye karşı savunmasız bırakır.Ek olarak bir de silikon ya da mineral yağlar(bebek yağları mineral yağlardan oluşuyormuş!! *mineral yağlar petrol kaynaklı ürünlerdir.) içeriyorsa da gözeneklerinizi tıkar.Bunu her banyoda kendinize yaptığınızı düşünün.
 Şampuan, aynı şekilde saçlarımızın sadece temiz olmasını amaçlamamız gerek dışarıdan saçı besleyemeyiz.Bu adımda yapacağımız şey daha temiz içerikli bir şampuana yönelmek.Bitkisel yazıyor attım sepete,üstünde doğal yazıyor tam aradığım şampuan deyip atlamıyoruz içerik okumayı öğreniyoruz.Nasıl ben de bilmiyorum ama en zararlıları bari bilip onlardan uzak durmak kendimize yapacağımız uzun vadeli bir iyiliktir diye düşünüyorum.
   Diş macunu, nemlendiriciler bunlar konusunda da hassas davranmalıyız.Çünkü hem çok sık kullanıyoruz hem de biri ağzımızın içinde (ruj sevmememin dudak nemlendiricilerinde organik kullanmamın mantığı da bu)  biri de cildimiz tarafından emiliyor!!! (emilmese beğenmiyoruz bir de aslında krem bile bize bir iyilik yapmak istiyor. :))
   Deodorant konusuna hiç değinmiyorum yapacağımız şey çok basit burada, aliminyumdan ve türevlerinden uzak durmak.
   Şampuan,sabun,deodorant olarak ne kullandığımı,memnun olup olmadığımı ilerleyen zamanlarda paylaşıcam sizinle.
   Benim amacım cildimle doğrudan teması olan ürünleri iyi seçmek.Yoksa ne yazık ki tamamen uzaklaşamıyorum ama uyguladığım bir kaç nokta var sizlerle bunları paylaşmaya gayret ediyorum.''No shampoo'' diye bir akım var dünyada mesela, o kadar da demiyorum ama bilinçli bir tüketici olmakta fayda var.

                              Uzak durmamız gereken 8 zararlı kimyasal

• 1-SLS (Sodium Lauret Sulfate) - SLES (Sodium Lauryl Ether Sulfate) - ALS (Ammonium Laureth Sulfate)  
• 2-Parabenler: methyl/ethyl/butyl/isobutyl/propyl paraben,
• 3-Polyethylene glycol,Polyethylene ( PEG )
• 4-DEA Diethanolamine,TEA Triethanolamine  ,MEA Monoethanolamine
• 5-Dimethicone
• 6-Propylene Glycol
• 7-Mineral Oil
• 8-Paraffin

   Şimdilik benim dikkat edeceğim kimyasallar bunlar. Bu yazıyı yazarken beni şaşırtan bir şey oldu EWGskincare'de çoğunu arattığımda düşük riskte olduklarını gördüm parabenlerin bazıları ve MEA lar hariç.Sanırım kanser riski taşımayanları düşük riskte tutmuşlar gözenek tıkayıcı etki ya da alerji, cildin dengesini bozma düşük risk olarak alınmış.EWG nin yüksek gösterdiği riskli içeriklere sahip ürünlerden tamamen uzaklaşmak lazım demek ki.
   Bu yazıyı yazarken gerçekten baya şey öğrendim umarım sizde faydalanırsınız.Eğer bu konuya siz de ilgiliyseniz bildiklerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim.Bir sonraki yazımda görüşmek üzere :)








   

Yeni bir yıla başladık.Yeni bir şeye başladık.Sanki bir şeyi bitirdik bir sonraki levele atladık.Önümüzde duran bu koca yıl için kendimizde değiştirmek istediğimiz neler varsa,yeni yapmak istediğimiz şeyler,sahip olmak istediğimiz şeyler,ulaşmak istediğimiz hedefler ; bunları oluşturmanın tam zamanı.
   Ben bu yeni yılda yapacaklarımı belirlemiştim kafamda ama somut bir karşılığa dönüştürmek aklıma gelmemişti. Youtube'da izlediğim bir video sayesinde tamam dedim ihtiyacım olan şey bu.Hemen 3 hedef belirledim,gerçekten yapmam gereken ve yapabileceğim 3 hedef belirledim bence burası önemli.3 liste yaptım ve yılın ilk zincirlerini oluşturdum.Neden bahsediyorsun derseniz bundan bahsediyorum.