instagram
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Minimal Bakım

  •  

       Geçen yıllarda yazdığım listeler en çok okunan yazılarım arasında, müzik zevkimi sevdiğinizi düşünüyorum bu yüzden en çok dinlediklerimi dönem dönem eklemek istiyorum buraya. Üzerinden zaman geçince tekrar o yazıyı açıp o dönem sevdiğim şarkıları dinlemek bana da çok iyi hissettiriyor.  Özellikle arabada dinlemek için de şahane listeler, indirip ya da Spotify'a ekleyerek her yerde dinleyebilirsiniz.


    Nathan Goshen - Thinking About It 

    Sweekuh - How We Do (ft. Cosmos & Creature)

    Kadebostany - Mind if I Stay

    Oscar and the Wolf - Breathing

    Hailee Steinfeld, Grey - Starving ft. Zedd

    Camila Cabello - Real Friends

    Bazzi - Mine

    Yüzyüzeyken Konuşuruz - Dinle Beni Bi'

    LSD - Genius ft. Sia, Diplo, Labrinth

    Oscar And The Wolf - Fever

    Sia - Big Girls Cry

    Yuzyuzeyken Konusuruz - Sandal

    Claptone - Under The Moon feat. Nathan Nicholson

    Sia - I'm Still Here

    Gökhan Türkmen-Lafügüzaf

    Hozier - Someone New

    Zedd, Alessia Cara - Stay

    Shawn Mendes - There's Nothing Holdin' Me Back

    The Weeknd - I Feel It Coming ft. Daft Punk

    LSD - Thunderclouds ft. Sia, Diplo, Labrinth

    Remix versiyonunu koyduklarımın orijinal hallerini de dinlemenizi tavsiye ederim. Bazen elektronik müzikle harmanlanmış hallerini daha çok seviyorum ama orijinal hallerinin yeri ayrı.

    Kadebostany - Save Me (Ash Remix)

    Kadebostany - Castle in the Snow (Dj Amice Remix)

    Lykke Li – I Follow Rivers (The Magician Remix)


       Ve bir tane de Radiohead şarkısı, bu şarkı sanırım beni yükselten tek Radiohead şarkısı bu yüzden listede kendisine de yer verdim. Bildiğiniz gibi bu listeler daha çok enerji yükseltecek listeler :)  Radiohead dinlememek benim için bir başarı şu an, şarkıları çok güzel ama sizi aşırı düşündüren ve düşüren şarkılar o yüzden her zaman dinlenmezler, yerleri çok ayrı :) En sevdiğim Radiohead şarkılarının olduğu liste de gelecek :) 


    Radiohead - 15 Step





    (Şarkıların üzerine tıklayıp dinleyebilirsiniz)

    Önceki Listelerim↴


    Enerjinizi yükseltecek 17 şarkı önerisi

    İnsanı Salt Sevgiye Götüren Şarkılar | James Blunt

    Keyifli dinlemeler.
    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

    Continue Reading

    Herkese merhaba, Farmasi'den her ay olmasa da arada bir şeyler alıyorum, aldığım zamanlar burada sizinle de paylaşayım istedim. İnstagram'da paylaşsam da oradaki okuyucularımla burada okuyucularım farklı, blogda da dursun :) Eylül'de aldıklarımla başlayayım. Eylül ayında üç ürün almışım, hepsini de şu an kullanıyorum o yüzden deneyimlerimi de paylaşabilirim. Ayrıca üye olup kendi alışverişinizi kendiniz yapmak isterseniz de (benim gibi) aşağı link bıraktım.


    Dr. C.Tuna - Beyazlatıcı Krem : Bu kremi çok yakın bir arkadaşımın merakı üzerine aldık aslında. O deniyorken ben de deneyeyim dedim. Krem güneş lekelerini azaltmayı, cilt tonunu dengelemeyi ve beyazlatmayı vaadediyor. Multivitaminler içerir diyor. Aslında bu krem tam yaz sonu kullanmalık bir krem, doğru zamanda almışız bence :) Deneyimlerime geçersek, benim rahatsız olduğum güneş lekelerim yok ama çillerim var, yazları da baya çoğalıyorlar. Çillerimin görünümünü %50 azalttı diyebilirim, belki daha da fazla, güneş lekelerinde ben etkisini gördüm. Kremi kullanmayı bıraktığımda ve güneş yüzünü göstermeye başladığında tekrar çıkarlar nasıl olsa çünkü ben onları baya seviyorum kalıcı kaybolsunlar istemem :)

     Bronzluğunuzu da açmaya yardımcı, içinde yüksek oranda sitrik asit var, cilt tonumu bence biraz açtı, biraz beyazlaşma söz konusu ama çok büyük bir fark değil bu. Kremin içeriğinde titanium dioksit var, uva uvb filtresi var yani, güneşe karşı da cildi koruyor ki güneş lekelerini kontrol altına alabilin ama ben üzerine yine de bir güneş koruyucu uyguluyorum dışarı çıkacaksam. Çünkü güneşe maruz kalırsanız bir işe yaramayacaktır.

    Kremin nem vermesini başta baya sevmiştim ama bir ayı geçti artık kullanmaya başlayalı şu an yeterli gelmiyor gibi hissediyorum. Bitince ben tekrar almam çünkü çillerim hariç sevmediğim güneş lekelerim yok, ama yüzünde güneş lekeleri olan ve bunları kontrol altına almak ya da azaltmak isteyenlere, brozluğunu açmak isteyenlere öneririm :) Bu krem hakkında içeriğini incelediğim daha ayrıntılı bir yazı yazar mıyım bilmiyorum, Farmasi'den aldıklarımı bu tarz bir seride birleştirmek daha mantıklı geldi bana. İsterseniz yazın ama yine de. Görselde gördüğünüz gibi içeriği pek temiz değil, bu konuda kararı size bırakıyorum.


    Dr C.Tuna - Çay Ağacı Yağı SOS Serum : Bu, alışverişimdeki en sevdiğim ürün oldu. Aktif sivilcelerimi bir gecede baya söndürüyor, ikinci gün yok ediyor neredeyse. Ayrıca alnımda, iki kaşımın ortasına doğru, çenemde, minik pütürler oluyor bazen, minik minik sivilceler gibi, en çok onların üzerinde etkili olduğunu gördüm ve çok sevindim :) Hep elimin altında olsun isterim, çay ağacı yağı başka markalarda da var, çok seyreltilmiş olmadığı sürece, onlar da işe yarar bence.


    Farmasi - Botanics Ginsengli Şampuan - Farmasinin diğer şampuanlarını denemedim önce bu seriyi denemek istedim, çünkü bu serideki şampuanların yapısı şeffaf. İnce telli saçlarınınız varsa, şampuanı saçınızdan arındıramadığınızı düşünüyorsanız şampuanınızın şeffaf olmasına dikkat edin. İçinde tek çeşit sls var ve basit bir içeriğe sahipler, besleyici proteinler de var içinde. Saç kremimin bittiği dönem, tek başına bile saçlarımın kuruluğunu almıştı. Saçlarımı tertemiz ve hafif yapıyor :) Çok da güzel kokuyor.

    Ben saçlarımı gün aşırı yıkıyorum, arada üç güne çıkarsam bile çok sorun olmuyor, benim bir şampuandan beklentimde bu zaten. Kesinlikle saçlarınızı her gün yıkamayın, saçı besleyen şey kendi salgıladığı yağ, biraz saçınızın kendi kendine kalmasına izin verin :) Çok fazla saç ürünü kullanıyorsanız bir günde bile saçınız ağırlaşacaktır ne yazık ki, ben duştan sonra saçıma hiç bir ürün kullanmadığım için saçım yağlanmıyor zaten. Botanics serisinden şampuan almaya devam ederim bundan sonra, baya sevdim.

    Benim Eylül ayında Farmasi'den aldıklarım bunlardı.  Ben üye olarak kendi alışverişimi kendim yapıyorum, çok daha kolay bu şekilde. Siz de üye olup, kendi alışverişinizi kendiniz yapmak isterseniz aşağıdaki linkten üye olabilirsiniz. Sistem gayet basit, online alışverişte ne yapıyorsanız aynısı. İsterseniz çevrenize satış da yapabilirsiniz. Ayrıca merak ettiklerinizi instagram dm'den sorabilirsiniz.

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLAYIN

    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Sevgiler.





    Continue Reading

       Herkese selam, bugün çok merak edilen ten ürünlerinden biri olan Farmasi CC Krem ile olan deneyimlerimi anlatayım. Farmasi CC Krem'i yazdan beri deneyimliyorum bendeki rengi en açık rengi olan light to medium. Biliyorsunuz ki günlük olarak sadece bb ve cc kremleri kullanıyorum, kullandığım ten ürünü yüzümün rengini eşitlesin, canlı ve sağlıklı göstersin istiyorum. Zaten kuru ciltli olduğum için ve kalın yapılı ürünlerden kesinlikle hoşlanmadığım için, yapısının da nemli bitişli asla pudralaşmayan yüzüme çok iyi oturan ve sabitlenen bir yapıda olması lazım. Bu sebepten de Farmasi'den ten ürünü alırken cc kremini tercih ettim. Şimdi gelelim fikirlerime


       Bugün eskisi gibi ewg skin deep'ten içerik analizi yaparak başlamak istedim. Farmasi CC Kremin içindekileri tek tek sisteme yazdım ve içeriğinin gerçekten temiz olduğunu gördüm. Sistem kimyasalları 1 ile 10 arasında derecelendiriyor, içindekilerin çoğu 1 ile 3 aralığında derecelendirilmiş, bir tane 4 ile karşılaştım sadece. Bu konuda benden tam not aldı.


       Benim için önemli olan ikinci konu da yüzümle bütünleşmesi ve sağlıklı görünüme ulaştırması. Bu konuda Farmasi CC Kremi ne yazık ki sevemedim. Öncelikle rengiyle anlaşamadım, turuncu-pembe alttonlu bir rengi var. Elime aldığımda başta bu renk hiç olmaz diyorum ama yüzüme dağıttıkça rengi biraz da olsa ciltle bütünleşiyor ama yine de yüzüm benim sevdiğim doğal alttonundan ziyade turuncu-bronz duruyor. Beyaz tenli de değilim ten rengim açık buğday, buna rağmen en açık rengi bile koyu kalıyor.



       Farmasi CC Krem ile, daha dinlenmiş, renk eşitsizliği gitmiş bir yüzdense, turuncumsu sıcak bir renkte çok da bir yeri eşitlenmemiş bir yüz elde ediyorum. Elimle, fırçayla süngerle her şekilde deneyimledim ama kızarıklıklarımı güzel kapatmadı. Burun kenarı ağız çevresi gibi kıvrımlı, çizgilenmeye müsait yerlerde homojen bir sonuç alamadım. Belli bir süre sonra da çizgilere doldu. Yine de almışken yarısına bari gelmek için ve blogda fikirlerimi yazabilmek için yazdan beri ten ürünü olarak çoğunlukla bunu kulandım, çokça şans verdim.

       Diğer bir sevmediğim yönüyse,  makyajımı yaptıktan iki üç saat sonra yüzümün bazı yerlerinde ürün parçalanıyor ve pul pul duruyor. Günün sonuna doğruysa yüzümde o parçalanmalar iyice belli oluyor. Aslında ürünün yapısı çok nemli, zaten içerisinde de çeşitli yağlar var ama neden yüzümde o ıslak etkiyi alamıyorum ve yüzüm bir kaç saat sonra kurumaya  başlıyor bunun sebebini anlamadım. Sevdiğim diğer ten ürünlerinde böyle bir sorun yaşamadığım için bu cc kremi sevemedim. Kalıcılık olarak dediğim gibi gün sonuna kadar beni idare etmedi, gün içinde bile cildimde sevmediğim görüntülere sebep oldu. Acilen en sevdiğim bb kremi tekrar satın almam lazım, yaz başından beri bunu kullanıcam diye almadım çünkü elimde sevdiğim bir ten ürünü varken sevmediklerimi kullanmak istemiyorum :) Üç Dört kez kullanmayla da buraya yorum yazamam neyse artık alabilirim :)


       Farmasi CC Krem'i çoğunuzun kullandığını, deneyimlediğini de biliyorum sizin yorumlarınızı da çok merak ediyorum. Aynı problemleri yaşayanlarınız var mı? Ya da siz beğendiyseniz hangi yönlerini sevdiniz aşağıda yazarsanız çok sevinirim. BB Krem'inin testerı var elimde bir de onu deneyeyim ama o zaten pudra bitişli olduğunu söylediği için onunla hiç anlaşamam bence. Yorumlara en sevdiğiniz bb ve cc kremleri yazar mısınız ya, belki kendime yeni bir bb krem bulurum :)
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere
    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Sevgiler!

    Continue Reading

    Bugün yine kullanmaktan asla vazgeçmeyeceğim, bitseler ya da başlarına bir şey gelse hiç düşünmeden tekrar satın alabileceğim 5 favori ürünümü seçtim. İlkini okumayanlar için linki buraya bırakıyorum ve başlıyorum:)




    Rimmel London Match Perfection Kapatıcı : O kadar seviyorum ki bunu, benim cildimle çok iyi anlaşıyor :) Göz altlarımı aydınlık ve çok iyi gösteriyor, sivilce ve kızarıklıklarımı hafif yapısına rağmen güzel kapatıyor. Çizgilenme yapmıyor, rengi oksitlenmiyor, sonsuza kadar kapatıcı olarak bunu kullanabilirim. Kendini kesinlikle belli etmiyor ve gerçekten işe yarıyor. Benim rengim 030 Classic Beige şu an üçüncü tüpümdeyim. Makyaj koleksiyonumda mutlaka tutacağım bir kapatıcı.


    Sleek Oh So Speacial Far Paleti : Bunun renkleri ve yapısı o kadar güzel ki. En sevdiğim yanı, bu paletle her türlü makyajı yapabiliyor olmam. Benim en kurtarıcı göz makyajlarımdan biri, ışıltılı kahverengi bir farı tüm göz kapağıma sürüp rimelle makyajı tamamlamak, bunu yapabileceğim çok güzel bir ışıltılı kahverengi mevcut. Ya da mat kahverengilerle geçişli bir göz makyajı yapabiliyorum ya da ışıltılı pembeleri yine tek başına daha fresh ve canlı gözükmek istediğim zamanlarda kullanıyorum, sağ üstteki iki rengi kesik uclu fırça ile eyeliner gibi uygulayabiliyorum daha bir sürü günlük makyaj çıkıyor ayrıca harika özel gün makyajları da yapabiliyorum şahane bir palet gerçekten ve özellikle ışıltılı renkler o kadar kremsi ve pigmentli ki bu sadece Sleek'in bu paletine özgü bir durum bence :) Elimdeki diğer Sleek paleti bu kadar kremsi yapıda değil. Mat koyu kahve ve siyah farın olması da çok iyi benim için ikisini de eyeliner gibi uygulayabiliyorum istersem, yani bu paletim olduğu sürece başka palet aramıyorum :) 


    The Balm Bahama Mama : Tek bir kontür ürünüm var o da bu, istediğimi çok güzel bir şekilde bana verdiği için yıllardır başka macera aramıyorum. Yüzde çok doğal duruyor bunun sebebi de The Balm ürünlerinin çok ince yapılı ve pigmentli olmalarından kaynaklanıyor. Allık Bronzer konusunda çok güvenirim The Balm'a. Bazen sık kıllı tok fırçalarla kontür yapıyorum bazense seyrek kıllı daha tombik fırçalarla yüzüme bronzer gibi uyguluyorum. Far olarak da kullanıyorum her türlü çok güzel. 


    Farmasi Mat Seriden Wintage Rose : Soğuk tonlu bir gül kurusu nude bu, swatchunda sıcak gibi çıkmış ama biraz daha soğuk bir ton dudağımda öyle duruyor :). Her makyajla oluyor, neredeyse her gün sürebilirim yapısı da çok ince ve hafif, matlığından dolayı da kalıcığı gayet güzel. Koyu göz makyajınin nude u da bu bir rimel bir rujdaki nude da bu, her türlü çok güzel oluyor bence :)


    Benefit Rockateur Allık : Gül kurusu renginde belki içinde hafif bir şeftalilik barındıran aşırı ince ışıltıları olan her makyaja her görünüme uyan joker allığım. En doğal duran en bakımlı ve güzel gösteren allığım bu, net. The Balm allıklardan belki daha yumuşak ve ince bir yapısı var, oldukça da kalıcı. Far olarak sürdüğümde de istisnasız soruluyor umarım bitene kadar fiyatları daha makul seviyeye ulaşır :)

       Makyaj koleksiyonumun olmazsa olmaz ürünlerden bahsettim bugün de, bu seri bu şekilde devam edecek bakalım bir sonraki favori 5 ürünüm hangileri olacak ben de merak ettim :)) Çekmecemi açıp uzun uzun düşünüp seçiyorum sizin için seçmesi de yazması da çok keyifli bir seri bu, umarım işinize yarar.
     Bir sonraki yazımda görüşmek üzere. 
    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Sevgiler.






    Continue Reading


       Bugün size ilk göz kremi deneyimimi paylaşayım. Göz kremi ararken aradığım şey göz çevresine ihtiyacı olan nemi doğru şekilde verecek, içeriği özenli, fiyatı da çok fazla olmayan bir krem bulmaktı. Kozmetik marketlerin hepsine teker teker baktım tabii ki ve Pure Beauty'nin White&Bright serisinin göz kreminde karar kıldım. Buna en büyük sebep, bu serinin içeriklerindeki etken maddelerin organik sertifikalı olmasıydı ve vaatleri de istediğim gibiydi ayrıca c vitamini barındırmasıydı.


     Kremin vaatleri

    • İçerisindeki Kore Golden Bell ile melanin üretimini tetikleyen UV ışınlarının etkisini azaltmaya yardımcı olmak
    • C vitamini ve Arbutin ile cildin daha aydınlık görünmesine yardımcı olmak

    Fransa Ecocert sertifikalı antioksidan maddeler ve Bulgar gül suyu içerdiği yazıyor.
    Paraben, Lanolin ve Alkol içermediği belirtilmiş. Göz çevresi kremlerinin mineral yağ ve lanonin içermemesi çok önemli çünkü bu iki madde göz çevresinde yağ butonları oluşturabiliyor.


    Ben kremi yaklaşık 6 ay civarı genellikle geceleri göz çevreme uygulayarak kullandım ve bitirdim. Bu göz kremini kullanmaya başladıktan sonra aslında göz çevremin de bir nemlendiriciye ihtiyacını olduğunu çok net fark ettim. Çünkü krem her seferinde göz çevremden çok kolay bir şekilde emiliyordu ve geriye nemli bir göz çevresi kalıyordu. Kremin yapısı çok ince beyaz renkte ama uygularken elin ısısıyla eriyor ve şeffaflaşıyor, çok kısa sürede göz çevresi tarafından emiliyor. Üzerine çok rahat hiç beklemeden makyajınızı yapabilirsiniz, emilme hızı benim en sevdiğim yanlarından oldu. Göz çevrem kullandığım süre boyunca daha nemli daha sağlıklı ve aydınlık gözüküyordu. Zaten vaatleri de bu şekilde ben çok sevdim, kullandım bitirdim kremi.

     İnternette morluklara iyi gelmediğini yazan insanlar gördüm kremin öyle bir vaadi yok bir kere ve ayrıca göz kremlerinden mucize beklememek gerek bence :) Cildimizle ilgili çoğu şey genetik ve morluk azaltan yerleşmiş kırışıklıkları açan mucizevi bir krem ben görmedim olsaydı da kimse botoks vb işlemler yaptırmazdı bence :) Göz çevresi bakımında amaç doğru yaşlarda başlayıp göz çevresini olabildiğince temiz ve nemli tutmak böylece kırışıklıkların oluşmasını erteleyebiliriz ya da zamanla çok derin kırışıklıklar haline dönüşmelerini önleyebiliriz.


    Krem hakkında her şey çok iyi ama kremi bittiğinden beri bulamıyorum :( Benim hep gittiğim Watsonsta bu serinin diğer ürünleri var ama göz kremi yok, internet sitesinde de yok bu yüzden ne yazık ki yazıyı mutlu sonla bitiremicem kendime yeni bir göz çevresi kremi bulmalıyım. Siz bulabiliyorsanız ama hiç kaçırmayın ve deneyin. Yeni göz kremimi bulunca sizi de haberdar ederim, İnstagram'dan aldığım her şeyi anında paylaşıyorum takip edebilirsiniz.
    Sizi seviyorum.
    Kendinize çok iyi bakın.
    Sevgiler.
    Continue Reading

       Deneyimlediğim bazı ürünleri o kadar çok seviyorum ki, işte diyorum cilt bakımı bu, tam da böyle bir şey. Etkisini anında gözlemlemek, kokusuyla dokusuyla her şeyiyle çok sevmek, cildinin de sevdiğini gözle görülür bir şekilde anlamak şahane bir şey ve çok az üründe karşılaşılan bir durum. Yazının başında büyük bir spoiler vermiş olsam da deneyimlerime geçeyim :)


    Caudalie Beauty Elixir'in vaatleri 
    -ince çizgilerin görünümünü yumuşatmak,
    -Gözenekleri sıkılaştırmak
    -Makyajı sabitlemek
    -Cilde ışıltı kazandırmak

       Bu vaatleri karşılayacak bir tonik arayanlara kesinlikle tavsiye ederim. Ben hep yüzümü yıkadıktan sonra nemlendiriciden önce tonik olarak kullandım. Sadece makyaj sabitleme vaadi hakkında bir fikrim yok çünkü bu kadar değerli bir içeriği makyajın üstüne sıkarak heba etmek istemedim :) Ben iki üç fıs avucuma dökerek tampon hareketlerle yüzüme uyguladım. Yüzümde çok kolay bir şekilde emildi, pürüzsüz bir his sağladı, yüzümü toparladığını hissettirdi bu ince çizgilerin görünümünü yumuşatma ve gözenekleri sıkılaştırma vaatlerini gerçekleştirdiğini gösteriyor. Yüzümde sağlıklı bir ışıltı oluşturdu ama o kadar doğal ve taze bir ışıltı ki  kesinlikle bayıldım.


       Bu arada Caudalie Beauty Elixir %100 doğal içeriklere sahip. İçerisinde ayrıca esansiyel yağlar mevcut, dinlendirici bir kokusu da var. İçindeki aktifler üzüm, gül, biberiye, melis otu ve acı nane. İçerik olarak çok kaliteli, bu kadar kaliteli içeriklerin olduğunu da size daha ilk kullanımda hissettiriyor.
       Caudalie markasını ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz, içerikleri doğal, çevreye duyarlı şahane bir marka. Markadan ne kullansam sevdim şimdiye kadar, kendinize uygun diğer ürünlerine de bakmanızı mutlaka tavsiye ederim. Caudalie Beauty Elixir tüm cilt tiplerine uygun şahane bir tonik bence. Cilt bakımınıza mutlaka ekleyin.  Fiyat bilgisi devamlı değişse de kendi sitesinde 30 ml 85 tl, 100 ml 220 tl. Dermokozmetik satan bir siteden indirimlerini takip edebilirsiniz. Benim hep aklımda olan bir tonik olacak, ilk fırsatta tekrar alıcam  :) (kozmetiğe gelen zamlarla bu süre biraz uzayabilir tabii :(( )
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Beni İnstagram'dan da takip edebilirsiniz.
    Sevgiler!


    Continue Reading


    Baya bir ürün bitirmişken bir bitenler yazısı daha hazırlamak istedim. Şimdi tek tek ürünler hakkındaki fikirlerimi paylaşayım. Önce renkli kozmetikten başlayalım.


    Rimmel London – Lash Acceleratör Maskara : Bu maskaradan elimde iki tane vardı, 1 alana 1 bedava kampanyasından almıştım çok çok önce. Ayrıntılı yazısı da burada. Kirpikleri tek tek ayırıp, uzatan maskaralardan, performansı bence gayet güzel ama içeriği maybelline ve loreal rimellere göre daha fazla kimyasal barındırdığı için bir daha alacağımı sanmıyorum. Yazısında da bundan bahsetmiştim buraya tıklayarak ayrıntılı fikirlerimi okuyabilirsiniz.
    Loreal Paris – Paradise Maskara : En en sevdiğim maskaralardan oldu Paradise, bundan sonra gözüm kapalı almaya devam ederim. Çok dramatik, hem uzun hem dolgun kirpikler yaratıyor. Simsiyah, gözden akmıyor, dökülmüyor. Paradise’ın da ayrıntılı yazısı burada. Tek problemi çabuk kuruması 3 4 ay civarında maskara kuruyor ama o kadar güzel ki bunu kötü özelliğini göz ardı edebilirim. Şimdiki kullandığım maskara biter bitmez bundan alacağım tekrar.
    Loreal Paris – Miss Manga Maskara :  Miss Manga bence no makeup makeup maskarası, dolgunluk vermiyor kirpikleri çok güzel uzatıyor sadece. Hafif makyajlar yaptığınızda kirpiklerinizin de doğal durmasını istediğiniz zamanlarda çok rahat kullanabilirsiniz. Akma bulaşma yapmıyor, kullanım ömrünün sonuna kadar severek kullanmıştım ben . Ayrıntılı yazısı burada.
    Pure Beauty-BB Krem : Nerdeyse her gün kullandığım, bayıldığım, benim cildimle çok iyi anlaşan canım bb kremim. Bu sanırım üçüncü tüptü, bir tüpü yaklaşık olarak bir yılda bitiriyorum, gramajı az falan demeyin çok az bir miktarı yetiyor ve çok uzun süre kullanabiliyorsunuz. Zaten eminim hepinizin bildiği bir bb kremdir, çok da anlatmama gerek yok, yazısını buraya bırakmam yeterli sanırım. Yazın ortalarında bitti ve elimdeki diğer cc kremi kullanıp bitirebileyim diye yenisini almadım çünkü elimin altında bu varsa başka ten ürününü asla kullanmıyorum. Eylülde alırım tekrar ama bunsuz olmaz.
    Note- Full Coverage Kapatıcı (03): Bu kapatıcıyı çok zor bitirdim, seveni çok diye almıştım ama ben sevmedim. Neden sevmedim, rengi bence çok sarı ve yapay bir görüntü oluşturuyor tenimde bir de yapısı pudralı pudra bitişli ten ürünlerini ben sevmiyorum kuru ciltli olduğum için, istersem ben transparan pudrayla üzerinden geçerim o seçim bende kalsın istiyorum J Ayrıca çok çabuk sabitleniyor dağıtmakta zorlanıyorum.  Tekrar almam.

    Şimdi geçelim cilt bakımına, sizin de bildiğiniz gibi en çok bu kısımdan ürün bitiyor, bakalım neler bitirmişim?


    Garnier – Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu (Hassas Ciltler) : Aslında bu ürün hakkındaki fikirlerimi yazmama gerek bile yok artık, biliyorsunuz. Tekrar tekrar almaya devam ederim. İçeriğiyle de performansıyla da bence çok başarılı.
    Bim Burun Bandı : İsmini bilmenize gerek yok, ben buna bim burun bandı diyorum J Her ay alıp bitirdiğim bir şey. Burun bandı benim için olmazsa olmaz. Haftada bir gün yapıyorum, burnumun üzerindeki tıkalı gözenekleri çok güzel temizliyor, mekanik bir temizlik yaptığı için de o boş gözenekleri görmek bana büyük bir haz veriyor :) Her bitenlerde göreceğiz uzun bir süre.
    Otacı – Doğal Sabunlar : Cildimi kimyasallardan olabildiğince uzak tutmaya çalışıyorum biliyorsunuz. Her zaman duş jeli kullanmıyorum, içerikleri tahriş edici, cildi kurutucu çok fazla kimyasalla dolu. Çoğu zaman bu sabunları kullanıyorum, çok güzel temizliyorlar, cildimi hiç kurutmuyorlar, hoş ve doğal da bir koku bırakıyorlar çok seviyorum bunları. İndirimde stokluyorum genelde, duş jeli yerine mutlaka tavsiye ederim size de.
    İnecto- Hindistan Cevizli Vücut Losyonu : Çok çok severek kullanıp bitirdiğim bir vücut losyonuydu, içeriğinin %90 doğallığı, verdiği nem, kokusu her şeyi şahaneydi. Tekrar alırım. Ayrıntılı yazısı da burada isterseniz.
    İnecto – Hindistan Cevizli El Kremi : İnecto baya sevdiğim bir marka olunca, el kremini de denemiştim ama verdiği nem çok yetersiz gelmişti, tekrar almam. Bunun da ayrıntılı yazısı burada var.


    Caudalie- Soin Des Levres Dudak Kremi : O kadar güzeldi ki benim şimdiye kadar kullandığım en güzel dudak kremi. İçeriği doğal, etkili bir dudak kremi isteyenlere mutlaka tavsiye ederim. Tekrar alırım. Ayrıntılı yazısı da burada.
    Burts Bees – Narlı Dudak Kremi : Bu o kadar eski ki, bitenler kutusunun derinliklerinden çıkardım. Burts Bees bildiğiniz gibi %100 doğal ürünler yapan bir marka, bu dudak kremini de çok severek kullanmıştım. Çok da güzel kokuyordu, tekrar alırım. Yazısı burada.
    Caudalie- El ve Tırnak Kremi : Dudak kremiyle birlikte set olarak almıştım bunu. Güzeldi severek kullandım. Verdiği nem etkili ve kalıcıydı. Elimde bir tane daha var başka bir setten çıkan o da stokta beni bekliyor. Kampanyalı bulursam seve seve tekrar alırım.
    Kalyon – Tırnak ve Tırnak Eti Bakım Yağı: Bu ürün de el bakımı kategorisinde vazgeçemeyeceğim ürünlerden bir tanesi. İnstagramda da sıkça bahsediyorum kendisinden, bir el bakımı yazısı hazırlayabilirsem orada da ayrıntılı bahsedeyim size. Tırnak kenarlarınız kuruysa mutlaka alın deneyin. Biter bitmez tekrar aldığım ürünlerden.
    Neutrogena – SOS Sivilce Jeli : Ayrıntılı yazısını hemen buraya bırakayım. Geçen sene akşam cilt bakım rutinimde olan bir üründü. Kullanım ömrü dolduğunda kullanmayı bıraktım tekrar da almadım ama sivilce ve kızarıklık azaltıyordu tamamen geçirmiyordu ama. Bunu tekrar almam sanırım başka deneyeyim diye ama tekrar bir sivilce jeli almayı düşünüyorum.


    Himalaya Herbals – Arındırıcı Neem Özlü Yüz Yıkama Jeli : Yüz yıkama ürünlerini beğendiğim bir marka bu. Kuru cildime çok uygun değildi ama yine de güzel temizlediği için geçen sene kullandım bitirdim. Kuru cildime daha uygun bir temizleme jeli kullanmak istediğim için tekrar almam.
    Toni&Guy – Deniz Tuzlu Saç Spreyi : Çok popüler olduğu dönem almıştım yaklaşık üç sene önce falan :) Bir yıl civarı kullandım, en sevdiğim yanı kokusuydu, şahane kokuyor. Hafif dalgalar yaratıyordu ama şekil verme konusunda çok da bir espirisi yoktu, bitince tekrar almadım ama belki alabilirim yine emin değilim.
    Le Petit Marseillais – Lavanta Balı Duş jeli : Duş jeli kullanacaksam tercihim Le Petit Marseillais’ninkiler oluyor genelde çünkü çok güzel kokuyorlar. İçerikleri de diğerlerine göre biraz daha iyi bence.
    Avon – Nutri Efects Jel yapıda Gündüz Kremi  : Hiç sevmediğim, yüzümde emilmeyen doğal içerikliymiş izlenimi veren ancak hiç de öyle olmayan nefret ettiğim krem. Avon’un cilt bakım ürünlerinden uzak durmak en iyisi.
    Nivea – Fresh Natural Deodorant : Alüminyumsuz, çok ferah bir kokusu olan güzel bir deodoranttı. Cam şişedeki sprey hali en sevdiğim, rollonu ve basınçlı şişede olanı da var. Gün boyu ter kokusunu engelliyordu, performansını yeterli bulmuştum. Tekrar alabilirim.


    Son olarak, kullandığım şampuanlardan da biraz bahsedeyim. Birer şişe saklamışım sanırım.
    Otacı – Meyveli Vanilya ve Hindistan Cevizli Şampuan : Kuru saçlar için olan bir şampuandı, otacı sevdiğim bir marka biliyorsunuz, bu şampuanı da performans olarak sevmiştim sadece kokusundan çok hoşlanmamıştım diye hatırlıyorum.
    Bioblas – Organic Oils Sarımsak Şampuanı : Bu şampuan hakkında hatırladığım en güzel şey kokusuydu, sadece bu sebepten bile tekrar alabilirim. Temiz içerikli olduğunu söyleyemem, yapısı da yoğundu bu sebepten ikinci gün saçımı biraz ağırlaştırmaya başlıyordu ama saçlarımı dipten uca yumuşacık yapıyordu sevmiştim yine de. Saç Kremi çok daha sonra bitti, onu baya sevdim ama saç uçlarımı yumuşacık yapıyordu onu da tekrar satın alırım.
    Otacı – 10 Bitki Özlü Canlandırıcı Şampuan : Bittikçe aldığım bir şampuan, en çok bunu kullanıyorum. Saç diplerimi çok güzel temizliyor, hafifletiyor benim bir şampuandan istediğim de bu zaten. Saçlarınız yağlıysa mutlaka bir şans verin derim. Ayrıntılı yazısı burada bunun da.
    İnecto – Hindistan Cevizli Şampuan : Saçlarımın neme ihtiyacı olduğunu düşündüğümde de bu şampuanı alıyorum genelde. Bunu da çok seviyorum.
    Dalan Dolive Zeytinyağlı Hacim Veren Şampuan : Bu şampuan saçlarıma gerçekten hacim veriyor, vaadini çok iyi bir şekilde gerçekleştiriyor. Bu da sevdiğim bir şampuan.

    Continue Reading

       Heyy yeni bir yazıyla daha karşınızdayım, şu diziyi taze taze bitirmişken hemen sizinle de paylaşayım çünkü bence güzel dizi. Ben bu dizinin reklamlarını aylar önce görmeye başlamıştım ve oldukça ilgimi çekmişti dün de ne izlesem diye bakınırken The Rain'i görür görmez hatırladım ve hemen izlemeye başladım.
       Dizinin konusu şöyle, dünyaya yağmurla bir virüs yayılıyor, o yağmura yakalanan iskandinav halkının büyük çoğunluğu ölüyor, başroldeki iki kardeş babaları tarafından bir sığınağa yerleştiriyorlar sığınakta 6 yıl bekledikten sonra yemekleri falan tükenince sığınaktan çıkmak zorunda kalıyorlar ve yağmura yakalanmadan, hiç bir şekilde ıslanmadan  güvenli bir yer aramaya çalışırken hayatta kalmayı başaran başka insanlarla karşılaşıyorlar. Tabii bu insanların hepsi iyi insanlar olmuyor :) Bir grup gencin, dünyada ne olup bittiğini anlama çabalarını izliyoruz, dizi çok hızlı ilerliyor ve kendini izlettiriyor. Ancak diziyi izleyeceklere bir kaç uyarıda bulunmak istiyorum, dizi mantık hataları barındırıyor ve kurgusu mükemmel, yeni şeyler öğreneceğiniz bir dizi değil iyi vakit geçirmek için izleyebileceğiniz bir dizi bunu da belirteyim.


       Dizinin 1.sezonu yayınlanmış, netflix haricinde diğer sitelerden de izleyebilirsiniz. 1. sezon 8 bölümden oluşuyor, sezon finali de beni tatmin etti 2.sezonu merakla bekliyorum, gelir gelmez keyifle izlerim.
       Ben niye diziyi mantık hataları olmasına rağmen bu kadar sevdim, çünkü dizi İskandinavya'da geçiyor, Danimarka yapımı, farklı bir dil duymak ve hiç görmediğim oyuncuların olması hikayenin inandırıcılığını arttıran sebepler oldu benim için.Her dizide favori karakterimden de bahsediyorum bu dizide en sevdiğim karakter Martin oldu, Lea ve Jean'i de baya sevdim. Simone'a (Başroldeki kıza) pek ısınamadım, daha güzel, duyguları daha çok hissettirecek bir oyuncu olabilirmiş ama kızın klişe olarak fazla güzel olmaması doğal bir kız olması hikayenin inandırıcılığını benim için arttırdı açıkçası ama Simone'un aksine Kardeşi Rasmus'un oyunculuğunu çok beğendim.Fragmanı da şöyle bırakayım.

    Dizi görsel yönden çok zevk ve ilham veren bir dizi, İskandinavya'nın doğasının güzelliğine zaten hayranım, yanii bu diziyi de dizi tavsiyesi bölümüne ekliyorum. İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler :)
    imdb:6.3
    Continue Reading

    Herkese merhaba, size bugün gelen, oldukça ilgimi çeken bir üründen bahsetmek istedim. Cilt bakımı, vücut bakımı ne kadar önemliyse saç bakımının da önemi büyük. Hele ki biz kadınlar için saçlarımız çok önemli, tek başına bakımlı ve güzel gözüken saçlar tüm görünümü etkiliyor :)

    Luis Bien Dolgunlaştırıcı Saç Spreyi, saçtaki boşlukları ve seyrelen yerleri doldurarak saçların anında doğal, kalın ve dolgun görünmesini vaad ediyor. Saç kaybı olan bölgeleri anında örter ve suya dayanaklı kuru formülü ile ince telli saçları kalın ve dolgun görünüme kavuşturur diyor. Ayrıca İçeriğini saç için çok faydalı olan Ginseng ve Provitamin B5 ile zenginleştirmişler. Aslında bir kozmetik ürünü olmasına rağmen aynı zamanda saçlara bakım yapmayı da amaçlamışlar. Bence ürünün çıkış amacı güzel, saçları seyrek olan çok akrabam ve tanıdığım var. Saçlarını hep daha çok gösterecek saç modelleri yapıyorlar ve her gün bunun için uğraş veriyorlar. Saçlarını at kuyruğu yapmak ya da topuz yapmak onların asla kullanamadığı modeller. Luis Bien Saç Dolgunlaştırıcı Sprey sayesinde, seyrek saçlı ya da saçlarında boşluk olan insanlar istediği saç modelini yapmakta özgür :)
    Ürünün kullanım şekli de oldukça pratik.


    Ürünü uyguladıktan sonraki yorumlarıma gelirsek, saçlarımı at kuyruğu yaptım önce ve kullanım şeklinde yazdığı gibi şiseyi iyice çalkalayarak, 10 15 cm uzaklıktan ürünü dairesel hareketlerle, en çok boşluk neredeyse oralara yogunlaşarak bende şakak bölgelerimde biraz açıklıklar var, uyguladım. Az ürünle fark yaratabiliyorsunuz öncelikle bu özelliğini sevdim, yani ürünün faydasını görmek için şişeyi kafanıza boca etmeniz gerekmiyor :) 1 2 fısla boşluk kapanıyor ve ürün kendini belli etmiyor. Aynadan yakın bir şekilde de inceledim, evdekilere de sordum yapay bir görüntü asla oluşturmadı. Ürün dokulu bir ürün sadece boya püskürtmüyor bu sebepten doğal duruyor bence.

     Parfümlü bir ürün tabi ki, benim koku hassasiyetim var biliyorsunuz, buram buram kokan ürünleri kullanamıyorum, evet ürünün hoş bir kokusu var ama aşırı yoğun değil, uygularken kokuyu çokça duysanız da uyguladıktan sonra çok fazla kokuyu duymuyorsunuz böyle olmasını da sevdim. Waterproof olması günlük olarak rahatça kullanılmasını da sağlar, saçtan kesinlikle akacak bir ürün değil su üzerinde kayıyor bunu denedim :) Ancak elinizi saçınızda gezdirirseniz rengi ele geliyor, bu konuda dikkatli olmakta fayda var. Saçı çok fazla ağırlaştırmıyor, hissi orta tutuculuk sağlayan saç spreylerine eş değer bence. İnternet sitesinde 4 renk seçeneği var fiyatı da 59 tl. İçerik bilgisi için;


    Son olarak fikirlerimi toplarsam, özel günlerde toplanmış saç modellerinde saçlarınızı çok daha gür gösterecektir, seyreklik problemi yaşıyorsanuz günlük olarak da çok rahat kullanabilirsiniz, ürün vaadlerini gayet yerine getiriyor. Böyle bir ihtiyacınız varsa bakmanızı tavsiye ederim :) Ürüne markanın internet sitesinden ya da eczanelerden ulaşabilirsiniz.

    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere:)
    Beni instagramdan da takip etmeyi unutmayın.
    Sevgiler.
    Continue Reading

    Bugün yoga hakkında konuşalım mı biraz. Biliyorsunuz ki spor yapmak, bedeni zinde tutmak hem beden sağlığı hem ruh sağlığı için çok önemli, herkes bu konuda farklı sporlardan hoşlanabilir bence bu kişinin mizacıyla çok ilgili. Sakinlikten ve huzurdan hoşlanıyorsanız hoplayıp zıplamakla çok aranız yoksa ben gibi :) yoga bizim için biçilmiş kaftan arkadaşlar. Yaklaşık üç yıldır sanırım aklıma geldikçe yapıyorum evde tek başıma, her seferinde mi sonunda daha iyi hissedersin. Her seferinde mi vücudunun uyandığını hissedersin ben bu mucizeyi hala anlamış değilim. Bu aralar tekrar hayatımda iyice yer etmesini istiyorum yoganın, vücudumu güçlendirmek, hücrelerimi oksijene doyurmak ve sağlıklı kas yapısına ulaşmak istiyorum. Sağlıklı bir omurgam olsun istiyorum. Omurga sağlığı vücut için her şey demek aslında, hareket etmemizi sağlayan bütün sinirlerin içinden geçtiği o yolun önemi büyük, göğüs kafesinin de duruşunu etkilediği için nefes alma kapasitemizden kalbin doğru ve rahat çalışabilmesine kadar her şey omurga sağlığına bağlı. Omurga sağlığı için mucize bir şey varsa o da kesinlikle yoga. İşte yogayı bu kadar sevmemi sağlayan nedenler :) 

    Nasıl rahatlayabiliyorsun ve her seferinde daha iyi hissediyorsun diye soruyorum her seferinde kendime ama aslında bu konuda araştırma sonuçları var.
    Bir araştırmaya göre, dikkatimizi içimize verdiğimizde vücut güvende ve korunmada olduğuna dair mesajlar alır ve rahatlama zamanının geldiğini düşünür. Bu sayede kaslar rahatlar, tansiyon düşer, sinirler yatışır, endişe azalır, bağışıklık sistemi güçlenir ve iyileşme gelişir.
    Başka bir araştırmaya göre sekiz hafta kadar Yoga yapan yetişkinlerde sırt ağrıları önemli derecede azalıyor. Aynı zamanda bu kişilerin adet sancısı ve baş ağrısı gibi rahatsızlıkların üstesinden de daha kolay geldikleri görülmüş. 

    Zaten Yoganın temel hedeflerinden biri, ruh-zihin-beden dengesini sağlamak. Yani tüm insanoğlunun ihtiyacı olan şey. ‘Yoga’ kelimesi de esasında birleşme, karşıt güçlerin dengelenmesi anlamına geliyormuş. ee denge zaten sağlık demek.
    Benim en çok faydasını gördüğüm şeylerden biri de nefes. Doğru nefes almayı öğretiyor yoga bence gün içinde çoğumuz nefes almayı unutuyoruz yani unutuyoruz derken tabi ki istemsiz bir şekilde içimize hava alıp çıkarıyoruz ama nefes almak bu değil. Aldığımız nefesi tüm vücutta dolaştırıp öyle dışarı vermemiz gerekiyor. Ben şunu çok net söyleyebilirim, doğru nefes almayı öğrendikten sonra baş ağrılarım, mide ağrılarım sebepsiz vücut ağrılarım büyük oranda azaldı. Hatta başım ağrımaya başlar gibi olduğunda önce bir bardak su içiyorum sonra da biraz nefes egzersizi yapıyorum ve çoğu zaman kendiliğinden geçiyor.

    Yoga gerçekten müthiş bir şey, iyi ki tanışmışım kendisiyle :) Bu aralar yine yoga hakkında çok okumaya başlayınca burda da kendimce bir şeyler yazmak istedim. Aslında bir eğitmenle birlikte yoga yapmayı çok istiyorum ancak şu an halen hayatımın o döneminde değilim, yaşasın youtube :) Youtube demişken, hangi kanaldan yoga yaptığımdan da bahsedeyim, yogayla ilgilenen herkes zaten biliyordur ama kanalın ismi ''yoga with adriene'' siz de başlamak isterseniz diye de belirteyim. Hatta bu konu hakkında yazdığım diğer yazıyı okumak için de buraya tıklayabilirsiniz. Bu konulara ilgiliyseniz ve sıkılmadan buraya kadar okuduysanız instagramdan yazın bana konuşalım.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Sevgiler.
    Continue Reading

       Herkese selam, bu rimeli eminim ki çok merak ediyorsunuz, bu kadar popüler olmasının bir sebebi var mı? Bu kadar para vermeye değer mi? diye düşünüyorsunuz. Benim fikrimi merak ederseniz diye gözlemlerimi düşüncelerimi paylaşmak için oturdum yine bilgisayarın başına, başlayayım.
    Bendeki They're Real rimel seyahat boy, yaklaşık 3 aydır kullanıyorum bir kaç aylık daha var içinde, zaten sıyırmadan hayatta bırakmam bak şimdi bir tüyo vermiş oldum :)

       Her maskaranın farklı vaatleri var biliyorsunuz ki ve herkesin de maskaradan aradığı farklı olabiliyor. Ama bana sorarsanız ben bir maskaradan tek bir şey istiyorum o da hacim ve uzunluk. Tek tek ayrılmış uzun gözüken ya da dolgun hacimli fakat kısa kirpikleri sevmiyorum her ikisi de aynı anda olmalı. Fakat bir de kirpiklerimin her bir teli aynı hizada ve kalkık ve düzgün gözükmeli. Benim mükemmel maskaram bunları yapmalı. Standartlarımı da başta belirteyim çünkü güzel ama neye göre kime göre muhabbeti olmasın :)


       Benefit They're Real benim bu istediklerimi o kadar güzel bir şekilde yapıyor ki, kesinlikle en en sevdiğim maskaralar arasına girdi. Bitsin ilk fırsatta tekrar alırım, fiyat konusuna da birazdan gelicem. Kirpiklerimi tek tek kavrıyor, harika bir siyahlıkveriyor, topaklanma yapmadan kirpikleri birbirine yapıştırmadan çok güzel bir dolgunluk ve hacim veriyor. Bu dolgunluk o kadar muntazam bir dolgunluk ki siz bile gerçekten bu kadar kirpiğim var mı diye düşünebilirsiniz, ben düşünüyorum :)
       Fırçasının ucunda kubbe şeklinde minik bir fırça daha var, o sayede dış köşeleri daha kıvrık daha uzun gösterebiliyorsunuz. Gerçekten takma kirpik etkisi veren bir maskara bence.


       Ayrıca maskarayı çıkarırken de diğer maskaralardan hiçbir farkı yok, zor çıkmıyor, günlük çok rahat kullanabilirsiniz. Kesinlikle gün içinde dökülme yapmıyor ben alt kirpiklerime de uyguluyorum.

       Fiyatına gelirsek Türkiye'de Benefit pahalı bir marka, maskara da 6 ayda biten bir şey olduğu için kolay kolay o parayı vermek istemem ben şahsen, şu an güncel fiyatını da bilmiyorum. Benefit konusunda size şöyle bir tavsiye verebilirim, fırsatınız olursa mutlaka yurt dışından alın, ya da bir tanıdığınıza sipariş verin. benefit çok güzel setler yapıyor biliyorsunuz ki, bir ürünü mü istiyorsunuz istediğiniz ürünlerin bir arada olduğu setleri mutlaka bulursunuz o şekilde alın, tek tek satın almaya göre baya bir karlı oluyor. Yurt dışındaki Sephoralarda da Bootslarda da kendi mağazalarında da setleri bulabilirsiniz hatta yılın bazı dönemlerinde indirimli bile oluyor. Naçizane tavsiyem bu şekilde :)
    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Sevgiler.

    Continue Reading

    İki poşet biriktirmişim, dün yine bir şeyler bitmiş üzerine zorla koyabildim bitenler dağı yapmışım resmen odamda hemen şunları size anlatıp atmam lazım, başlıyorum :)


    İnecto-Hindistan Cevizli Şampuan: Bu şampuan devamlı aldığım şampuanlar arasında. Otacı 10 bitkili ve bu, bittikçe tekrar tekrar aynılarını alıyorum. Saçımı kuru hissettiğim dönemdeysem bunu alıyorum, yağlı hissettiğim dönemler 10 bitkiliyi. Güzel bir şampuan, temizlemesi, saçı kurutmamasını aksine nemlendirmesini seviyorum ama biraz çabuk yağlandırabiliyor bazen. Saçınız yağlıysa ve çok iyi temizleyen şampuanları seviyorsanız bunu sevmezsiniz ama benim gibi saçınız normalse iki güne bir yıkıyorsanız hele ki saçınızda işlem yoksa bence seversiniz. Uygun fiyatlı ve nispeten temiz içerikli olması da güzel bence. 

    La Roche Posay- Hydreane Riche Nemlendirici: Geçen sene özellikle geceleri kullandığım yüz kremim, çok güzeldi. Cildimde nem ve sağlıklı görünüm anlamında kesinlikle bir fark yarattı. Kabını sıyırdım ve şu an bitenlerde, şu an yine La Roche Posay'den bir krem kullanıyorum hatta aklımda bir kremi daha var daha fazla bir şey yazmama gerek yok bence :)

    Naturals By Watsons- Argan Yağlı Vücut Peelingi: Kullandığım ilk vücut peelingiydi bu nedenle karşılaştırma yapamıcam ama güzeldi. Çok iyi pürüzsüzlük sağlıyordu, sadece kollarıma ve bacaklarıma uyguladım ben, baya da üç ay falan kullandım hemen biter diyordum ama öyle olmadı. Sadece kokusu güzel değildi ama başka bir çeşidini alırım tekrar, beğendim.

    Le Petit Marseillias-Frambuaz ve Şakayıklı Duş Jeli: En sevdiğim duş jelleri bu markanınkiler. Özellikle o yoğun ama asla baymayan harika kokularına bayılıyorum. Çokça köpürüyorlar tertemiz yapıyorlar kokuları da diğer duş jellerine göre biraz daha kalıcı. Sadece bu çeşidinin kokusunu sevmedim ben, frambuaz kokusunu sevmediğimden galiba. En sevdiklerim şeftalili ve misket limonlu olanlar, onları mutlaka deneyin.


    Real Tech.-Makyaj Süngeri: Normalde daha uygun fiyatlı makyaj süngerleri kullanıyorum sadece bir esprisi var mı diye almıştım geçen sene. Bence Eklipsin makyaj süngerinden bir farkı yoktu, uygun fiyatlı başka güzel süngerler de var. Fazla para vermeye gerek olmayan bir kategori bence bu. Tekrar almam.

    Rosense-Tonik: Geçen yaza kadar üç sene boyunca hep bunu kullanıyordum, mükemmel bir tonikti hem nem veriyordu hem yüzü sıkılaştırıyordu. Formülünü değiştirdiler, içinde paraben mi ararsın başka kimyasallar mı, o sıkılaşma hissini asla vermiyor yapış yapış kalıyor yüzde emilmiyor kötü de kokuyor yeni hali öyle duruyor çekmecede kullanamadım. Yazık oldu bu ürüne :(

    Garnier-Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu: Her bitenlerde olan bir ürün, çok severek kullandım yıllarca ama artık başka miseler sular denemek istiyorum.

    Le Petit Marseillais-Besleyici ve Onarıcı El Kremleri: İkisi de favori el kremlerimden, gece süreyim sabaha yumuşacık ellerim olsun derseniz, manikürden sonra, temizlikten sonra çok kuruyan eller için etkili bir şey isterseniz bunları alın derim.


    Dalan Dolive-Body Butter Vücut Kremi: Bu biteli baya oldu, bu kadar bekletmemem lazım bu nedir ya :)  Kullandığım süre boyunca çok sevdim, güzel nemlendiriyor, temiz bir kokusu var. Uygun fiyatlı bir vücut nemlendiricisi isterseniz tavsiye ederim. Ama daha hoş kokulu yine güzel nemlendiren bir vücut kremi isterseniz İnecto'nunkini daha çok sevmiştim, ona bakın derim. Yazısını da bırakayım buraya.
    Le Petit Marseillais-Beyaz Şeftali ve Nektarinli Duş Jeli: Buna bayılıyorum ya, kokusu o kadar güzel ki. Daha çok kışın kullanmayı seviyorum bunu, yazın misket limonlusu favorim. Ya da uzun dinlendirici bir banyo istiyorsanız bu, hızlı enerjik bir duş içinse misket limonlusu derim :)
    Nivea-Pure and Natural Kuru ve Hassas Ciltler İçin Nemlendirici: Çok uzun zaman bu kremleri kullandım, çok güzellerdi. Şu an bulmak çok zor, bulursam mutlaka alırım tekrardan makyaj altında falan kullanırım.

    Urban Care-Biotin Keratin Saç Bakım Kremi: Saçlarımı yumuşacık yapıyordu, tararken hiç zorlanmıyordum. Çok da güzel kokuyordu tekrar satın alırım. Şampuanda temiz içeriklileri tercih etsem de saç kreminde çok umursamıyorum daha önce de söylemiştim :)


    Bim Burun Bantları: Bittikçe alıyorum, almaya da uzun bir süre devam edeceğime eminim. Fiyat performans olarak çok iyiler.

    Garnier-Çift Fazlı Göz Makyaj Temizleyicisi: Göz makyajını çıkarmada çok başarılı, kirpik besleyici etkisi de var ama ağır makyajlar yapmadığım için bana sadece miseler su yetiyor. Ama lazım olursa alırım bunu.

    Rimmel London-Match Perfection Kapatıcı: En sevdiğim kapatıcım. Günlük ve doğal makyajlara çok uygun. Yoğun uygulandığında yüksek kapatıcılık da veriyor. Bitişi kendi teninizmiş gibi, rengi bana tam oluyor. Şu an kullandığım da bitmek üzere üçüncüsünü de hiç düşünmeden alıcam :)

    Rimmel London-Wake Me Up Kapatıcı: Bu benim ilk kapatıcımdı :) Bu da biteli bir buçuk sene falan olmuştur hala saklamama kaç puan peki :)) Tam olarak bitmedi gördüğünüz gibi, içindeki ışıltıları gördükçe kullanmayı bırakmiştım, göz altında aydınlık etki vermesi, nemli yapısı güzel aslında ama ben içinde sim gibi ışıltılar olan ten ürünlerini sevmiyorum.

    Nivea-Pure And Natural El Kremi: Bu da çok eski, bayadır poşette beklemiş. Şu an hiç bir yerde görmüyorum bu el kremini. Bu seri %95 doğal içerikli olmasından dolayı radarımdaydı bir ara gördükçe deniyordum seriyi. Bu el kremi bu serideki en sevmediğim ürün oldu. Hayatımda bunun kadar kötü kokan bir krem daha görmemiştim, bunu sürüp insan içine çıkmanız imkansız zar zor bitirmiştim.
    Himalaya-Neem Scrub: Neem serisi yağlı ciltler için olmasına rağmen bu peeling yüzümü hiç kurutmuyordu bu özelliğini sevdim. Peeling etkisi düşükten ortaya yakın, günlük bile kullanılabilir. Cildi kadife gibi de bırakıyordu, sevdim ama temizlik hissini vermekte başarısız buldum. Tekrar satın almam. 

    Uzuuun bir bitenlerin daha sonuna geldik, sonunda atabildim bunları :) Daha bu kadar daha ürün var ama bitenler kutumda yakın zamanda bir bitenler yazısı daha gelecek hazır olun. Detaylı yazılarını yazdığım ürünlerin başlıklarına linkleri koydum, daha detaylı bilgi alabilirsiniz.  Merak ettiğiniz, aklınıza takılan bir şey olduysa yorumlara beklerim.
    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Sevgiler.

    Continue Reading
    Newer
    Stories
    Older
    Stories

    About Me

    About Me
    Tuba 24 Turkey

    Follow Me

    • pinterest
    • instagram

    Blog'da Neler Var?

    • Ana Sayfa
    • Cilt Bakımı
    • Makyaj
    • Saç Bakımı
    • Favoriler
    • Alışveriş
    • Bitenler
    • Dizi Önerileri

    Bu Blogda Ara


    İzleyiciler

    En Çok Okunanlar

    • Sleek | A New Day Far Paleti
    • Alışveriş #1
    • Essence Rujlarım | 06 Barely There - 07 Natural Beauty
    • Pure Beauty White&Bright Göz Kremi
    • Blog Destek Grubu
    • Cilt Bakımı Alışverişim | La Roche Posay, Caudalie, Nuxe, Avene
    • Wet'n Wild-Megaclear maskara
    • Rimmel London | Match Perfection Kapatıcı
    • Neden yoga yapıyorum ? Youtube kanalı tavsiyesi ''Yoga With Adriene''
    • Beaulis | Tekli Farlar (Fire Brick, Cosmopolitan, Spiritual, Baby Room)

    Google +

    Fotoğrafım
    Minimal Bakım
    Profilimin tamamını görüntüle

    En Yeniler


    Blog Archive

    • ►  2019 (10)
      • ►  Haziran 2019 (1)
      • ►  Mayıs 2019 (2)
      • ►  Nisan 2019 (2)
      • ►  Mart 2019 (4)
      • ►  Ocak 2019 (1)
    • ▼  2018 (16)
      • ▼  Aralık 2018 (1)
        • Hiç Sıkılmadan Dinleyebileceğiniz 24 Şarkı Önerisi
      • ►  Kasım 2018 (2)
        • Farmasi Alışverişim | Eylül 2018
        • Farmasi | CC Krem
      • ►  Ekim 2018 (2)
        • Daimi Favorilerim Renkli Kozmetik #2
        • Pure Beauty White&Bright Göz Kremi
      • ►  Eylül 2018 (2)
        • Caudalie | Beauty Elixir
        • Bitenler #5
      • ►  Haziran 2018 (1)
        • Dizi Önerisi | The Rain
      • ►  Mayıs 2018 (2)
        • Luis Bien Dolgunlaştırıcı Saç Spreyi
        • Yoga Sohbeti
      • ►  Nisan 2018 (1)
        • Benefit | They're Real Maskara
      • ►  Şubat 2018 (1)
        • Bitenler #4
      • ►  Ocak 2018 (4)
    • ►  2017 (29)
      • ►  Aralık 2017 (1)
      • ►  Ağustos 2017 (10)
      • ►  Temmuz 2017 (10)
      • ►  Mayıs 2017 (1)
      • ►  Nisan 2017 (1)
      • ►  Şubat 2017 (1)
      • ►  Ocak 2017 (5)
    • ►  2016 (32)
      • ►  Aralık 2016 (3)
      • ►  Kasım 2016 (2)
      • ►  Ekim 2016 (5)
      • ►  Eylül 2016 (1)
      • ►  Mayıs 2016 (1)
      • ►  Nisan 2016 (1)
      • ►  Mart 2016 (3)
      • ►  Şubat 2016 (7)
      • ►  Ocak 2016 (9)
    • ►  2015 (3)
      • ►  Aralık 2015 (2)
      • ►  Kasım 2015 (1)

    Bana Yazın!

    Ad

    E-posta *

    Mesaj *

    Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

    Bumerang - Yazarkafe

    Created with by BeautyTemplates | Distributed By Gooyaabi Templates

    Back to top