instagram
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Minimal Bakım



  •    Herkese selam, bugün de ikinci göz çevresi kremi deneyimimden bahsedicem blogda. Alterra, Rossmann'larda satılan baya güzel ürünlerinin olduğu, doğal, organik içerikler kullanan, vegan, güzel bir Alman markası. İçeriklerinin zenginliğine göre fiyatları da oldukça uygun. Bir önceki göz çevresi kremimi çok sevmiştim ama bitince tekrar bulamadığım için, yine etkin içerikler barındıran uygun fiyatlı bir göz çevresi kremi aramaya başladım ve bu kremi buldum.


       Alterra Üzüm ve Beyaz Çaylı Göz Çevresi Kremi, özellikle daha fazla neme ihtiyaç duyan, ilk ince çizgilerin görüldüğü göz çevresi için geliştirilmiş. Tam da 20'li yaşlar için, o bölgeyi gerçekten nemli tutmamızı sağlayacak, aynı zamanda antioksidanlar ve aktif içeriklerle yaşlanma karşıtı bir etki de sağlamayı amaçlayan güzel bir göz çevresi kremi.

       Göz çevresi kremlerinden mucize beklemediğimden, sadece nem ve daha aydınlık daha sıkı bir göz çevresi beklediğimden daha önce de bahsetmiştim. Göz çevresi, vücudumuzun diğer geri kalanının da olduğu gibi bir çok sebebe bağlı olarak gelişim, değişim gösteriyor. Bu değişim en başta kalıtım olmak üzere beslenme, alışkanlıklar vs. bir çok sebebe bağlı. Bunları da unutmamak lazım. Cilt bakım ürünlerinin etki edebilmeleri de içlerindeki etken maddelere ve bulunduğu yoğunluklara bağlı. Etki edebilecek ürünler seçmek önemli.


      Alterra Üzüm ve Beyaz Çaylı Göz Çevresi Kremi'nin içerdiği aktif maddeler, organik beyaz çay özü (yeşil çay), organik zeytin yağı, üzüm çekirdeği yağı, üzüm çekirdeği ektresi  hyaluronik asit,  pentavitin (bilinen en etkili nemlendiricilerden). Sudan hemen sonra alkol var, altta organik tarımdan elde edildiği belirtilmiş. Alkol bazı etken maddelerin daha iyi çözülmesini ve aktifleşmesini de sağlayabiliyor. Sanırım o sebeple kullanıyorlar, kesinlikle tahriş ettiğini hissetmiyorsunuz, yazmasa kesinlikle anlaşılmaz. Alterra'dan benim gördüğüm her ürününde de organik tarımdan elde edilmiş alkol var, vardır bir bildikleri bence :) Alkolü görüp, kremin güzelliğini es geçmeyin diye yazıyorum buraları :) İçerik listesini gerçekten çok beğendim ama bir ürünün iyi olup olmadığını sadece içerik listesine bakarak da anlayamıyoruz deneyim de çok önemli. Deneyimime gelecek olursak, göz çevrem için bu yaşta yapabileceğim bakımı bence bu kremle yapıyorum.

       Nem konusunda kesinlikle çok başarılı ki göz çevresinde en önemli şey. Etkili bir nem veriyor, gece sürdükten sonra sabah yüzümü yıkayınca tekrar sürmeme kesinlikle gerek bırakmıyor. Sabahları uygulamayı es geçebiliyorum bu sebeple ama genelde atlamadan düzenli kullanıyorum. Göz çevrem daha aydınlık, daha sıkı oluyor kullanmadığım dönemlere göre. Her iki göz çevreme de birer toplu iğne başı kadar koyup, parmağımla pıt pıt masaj yaparak, dış köşelere biraz fazla  yoğunlaşarak göz kapağım da dahil, uyguluyorum. Emilimi hızlı, üstte ürün kalmıyor, makyaj altına kullanmaya müsait. Benim sevdiğim bir göz çevresi kremi oldu, bittikçe tekrar tekrar alabilirim 20li yaşların sonuna kadar :)


       Benim yaşlarımdaysanız, göz çevreniz kuru ve donuksa size de iyi gelebileceğini düşünüyorum. Klasik göz çevresi kremi boyutunda, 15 ml, ancak sabah akşam uygulamayla en az altı ay kullanabilirsiniz. Tüpü ağzına kadar dolu, çok bereketli de bir ürün. Yüzünüz nemsiz, kuruysa bu serinin yüz kremlerine, serumlarına da bakabilirsiniz.

       Ayrıca göz çevresi kremlerini, nazolabial çizgilerinizin olduğu ağız kenarlarınıza da uygulayabilirsiniz ben parmağımda kalanı oraya da yediriyorum :) Aynı mantık var orada da çünkü. Sizin bana önerdiğiniz göz çevresi kremleri var mı, siz hangi göz çevresi kremini kullanıyorsunuz? Bu kremi kullananınız var mı sizin deneyimleriniz neler benimle paylaşırsanız çok sevinirim.

    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Sevgiler.

    Continue Reading

       Selamlar, bugün de makyaj çıkarmadan bahsedelim biraz. Özellikle bitenler yazılarımdan anladığınız üzere ben miseler suları kullanıyorum makyajımı çıkarırken ama son zamanlarda çok duyulmaya başlanan bir yöntem daha var o da makyaj temizleme yağları. Ben de makyaj temizleme yağlarını ilk olarak Caudalie Makyaj Temizleme Yağı ile deneyimledim.

       Caudalie Makyaj Temizleme Yağı, içerisinde üzüm çekirdeği yağı ve tatlı badem yağı gibi yağların olduğu, %100 bitkisel yağlardan oluşan bir makyaj temizleme yağı. Komedojenik olmadığı belirtilmiş, bu makyaj temizleme yağlarında en önemli şey bence. Yağlarla makyaj, cilt temizlemek çok faydalı çünkü yağı yağ çeker diye bir formül var bunu sağlamış oluyoruz. Aynı zamanda yüzü çekiştirmeden kolayca makyajı, kiri akıtmış oluyoruz. Ancak içerisinde gözenek tıkamaya meyilli  içerikler olduğu zaman sivilceye meyilli bir cildiniz varsa benim gibi, sivilce, kapalı komedon için büyük risk oluşturuyorlar. O yüzden tercih edeceğiniz makyaj temizleme yağının komedojenik olup olmaması ilk bakacağımız şey olmalı, bu gerçekten çok önemli.

       Hindistan cevizi yağı furyası vardı bir zamanlar, hem makyaj çıkarıyorlardı hem nemlendirici olarak kullanıyorlardı, sonra hindistan cevizi yağının komodejenik bir içerik olduğu farkedildi ve yapmayın denmeye başlandı :) Sivilcelerimden kurtulamıyorum diyorsanız, artık yapacağınız bir şey daha var o da kullandığınız ürünlerin komedojenik olup olmadığını araştırmak.


       Bendeki 30ml lik boyu, aldığım bir setin içinden çıkmıştı. 30 ml'lik ürünü yaklaşık bir, buçuk ay kadar kullandım. Makyajımı çıkarırken iki-üç pompa elime alıyorum, ürünü elimde ısıttıktan sonra kuru yüzüme gözlerimden başlayarak makyajı çıkarmaya başlıyorum. Gözlerimi uygulama boyunca hiç açmıyorum, açarsanız haliyle yağlar gözünüze kaçıyor bir yanma hissetmiyorsunuz ancak bulanık görmeye başlıyorsunuz :) Gözünüzü hiç açmamanız önemli, daha sonra hafif suyla yüzümü ıslattıktan sonra tekrar yavaş yavaş yüzümü ovuşturuyorum bu aşamalar önemli çünkü biraz aceleci davranırsanız özellikle rimel tamamen çıkmıyor :) Sonrasında yine gözümü hiç açmadan bol suyla yüzümü duruluyorum ve makyaj yüzümden tamamen akmış oluyor. Ürün yağ formda olmasına rağmen suyla karıştıkça süt formuna dönüşüyor ve ardından yüzde hiç yağlı his bırakmıyor.

       Başlarda bir- iki pompa alıp bu sıraları takip etmeden yüzümü temizlediğimde rimeli tam çıkarmayıp göz altıma yapıştırıyordu benim tekrar miseler suyla göz çevremden geçmem gerekiyordu ama yukarıdaki sıradan sonra çok beğendim kendisini. Güzel bir makyaj temizleme yağı arayanlara tavsiye ediyorum. Ben de ileride tekrar alırım tam boyunu mutlaka. Kendi internet sitesinde 150 ml 105 tl olarak belirtilmiş şu anda, dermokozmetik sitelerden biraz daha uyguna bulunabilir.


       Makyaj yapmasanız dahi, çift adımlı yüz temizliği yapıyorsanız ilk adımda kullanabileceğiniz güzel bir ürün. Özellikle güneş kremlerinin yağ formunda ürünlerle temizlenmesi gerekiyor. Yağ formlu temizleyicilerle hala tanışmadıysanız Caudalie Makyaj Temizleme Yağı güzel bir alternatif olabilir.

       Eskiden Ewg Skindeep'den içerik bilgisi paylaşırdım şimdi Cosdna'yı daha çok kullanmaya başladım. Çünkü içeriklerin güvenliliğinden ziyade komedojenik olup olmadığını da belirtiyor. Kendiniz için seçtiğiniz cilt bakım ürününü Cosdna'da da incelemeden almayın siz de :)


       Benim yağ formlu temizleyicilerle ilk deneyimim bu şekildeydi, Olival ölmez otu yağı içeren miseler suyumla ben makyajımı çıkarmaya devam ediyorum şu anda komedojenik içerik barındırmayan daha uygun fiyatlı bir yağ formda temizleyici bulursam tekrar makyajımı bu şekilde çıkarabilirim öneriniz varsa aşağıya yazarsanız çok sevinirim.

       Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Sevgiler♥
    Continue Reading
     
       Toplu alışveriş yapmayınca, hepsini birleştirmek zor olduğu için alışveriş yazıları yazmıyordum ama en azından belki aylık toparlayıp yazabilirim diye düşündüm. Blogun düzeni için faydalı aslında, ne zaman alınmış ne zaman kullanılmaya başlanmış anlaşılabilir, benim için de iyi olur :)
       Bu bahar biraz alışverişi artirdim, bunu ben de fark ettim bende her ay durum böyle olmaz siz bu ayın fazlalığına bakmayın :) Başlıyorum.


       Nisan ayının başında Rossmann'dan bir alışveriş yaptım. Rossmann işim düştüğünde gittiğim bir yerde olduğu için pek alışveriş yapamıyorum kendisinden ama çok sevdiğim bir yer. Gitmişken, aklımda olan Isana'nın Hyaluron Booster adlı bir haftalık serum kürlerinden aldım. Hyaluronik Asit ve Panthenol (B5 vitamini) içeriyor. Cilt bakımı rutinimde yer vermeye başladığım güzel içerikler ikisi de. Her gün bir ampulü kırarak serum adımınızda uyguluyorsunuz, bir haftada kürü tamamlamış oluyorsunuz. Ben bir kremle de desteklemek istediğim için bekletiyorum, fayda görüp görmeyeceğimi çok merak ettiğim ürünlerden biri, güzelse hep alırım. Fiyatı indirimde 18 tlydi.

       Rossmann'a gitmişken Alterra standı kurcalanmadan olmaz, üzüm çekirdeği yağlı göz çevresi kremini çok seviyorum biliyorsunuz, bu sefer de aslında ihtiyacım yokken bir serumunu almak istedim. Organik Nar Özlü Cilt Bakım Serumunu aldım. Fiyatı indirimde 18 tlydi. Kuru ciltliler için olan bir serum,organik nar çekirdeği yağı,organik aloe vera jeli ve hyaluronik asit içeriyor. Bu nem veren serumları özellikle sabahları kullanmayı seviyorum. Halihazırda kullandığım serumum da hyaluronik asit içeren Pure Beauty'nin Urban Shield Antioxidant&Antipollution Radiance Serumu, gün içinde yüzümün kurumasını engelledi resmen. Kuru ciltli biri olarak serum adımından vazgeçmem artık :) Çok faydasını gördüğüm adımlardan, bunu da Pure Beauty bittikten sonra başlarım. Karşılaştırma yaparız :)


       Neutrogena'nın Hydro Boots serisinin Canlandırıcı Serum'umun da içerik listesi güzel olunca bunu da aksamları kullanmak için daha zengin içerikli olduğu için aldım. Bunun içinde de Hyaluronik Asit, Arginine, Panthenol, Bitki Özleri, Niacinamide (B3 Vitamini) var. İçerik listesinde yukarılarda bu var dediklerim. Bu serumu aldığım günden beri kullandığım için de biraz fikirlerimi yazabilirim. Cildimde olumlu etkiler oluşturduğuna inanıyorum, olumsuz bir şey gözlemlemedim, rutindeki diğer ürünlerle oluşturduğu sonucu sevdim. Nem vermiyor bence, nem serumu olarak düşünmeyin, cilde destek serumu olarak düşünün. Bir de içinde simler var neden hiç bilmiyorum :)

    Bu ay Oriflame'e üye olmuşken iki tane de parfüm aldım. Biri Oriflame Giordani White Original, biri de Oriflame Sensual Jasmine. Fiyatları her ay değiştiği için yazmadım. Kullandıkça tek tek fikirlerimi yazarım.


       Burun bantları hep aldığım şeylerden, aslında etkisi çok geçici kullandığınızda burun üstündeki gözeneklerin bazılarını boşaltıyor, harika oluyor ama bir kaç gün içinde makyaj yapsanız da yapmasanızda yine doluyorlar :) Ama bence haftada bir kere yapmak hiç yapmamaya göre daha pürüzsüz yapıyor burun üstünü, böyle düşündüğüm sürece kullanmaya devam edicem :) Ama Watsons'larda satılan Beauty Formulas Kömürlü Burun Bandını hiç sevmedim en güzeli Bim'de satılan burun bandı. Kasa arkasında 8tlye düştüğü için almıştım.

    Sensodyne, en sevdiğim diş macunu sanırım. Çok memnunum, bittikçe alıyorum. Otacı'nin Doğal Sabunlarını duş jeli yerine kullanıyorum uzun zamandır. Kuru ciltliyseniz, kaşıntı problemleriniz oluyorsa tavsiye edebilirim bu sabunları. Duş jelleri illaki kurutuyor. Yağlı, sivilceli bir cildiniz varsa da o probleme dönük çeşitleri de var. Böyle doğal şeyleri kullanmak benim çok hoşuma gidiyor. 5tl civarı fıyatları.
    Kalyon Tırnak Eti Temizleyici de bittikçe aldığım ürünlerden. Çok pratik bir ürün. 8tl.
    Yves Rocher'nin Yeşil Çaylı Rollonundan hiç memnun kalmayınca Nivea'nın sevdiğim serisi olan Fresh Natural'dan bu sefer stick şeklinde olanını aldım. 15tlye aldım sanırım ama hatırlamıyorum:)


       Eyüp Sabri Tuncer'in minik kolonyalarını ise çantama atmak için aldım. Özellikle havalar ısındığında, çantamda kolonya bulunduruyorum genelde, ferah kokusu rahatlatıyor:) Tanesi 4,5 tl.
       Çok fazla oje sürmesem de, sürdüğüm zaman altına baz olması için Rimmel London'ın Hem base coat hem de top coat olan bu ürününü aldım. Fiyatı 18 tl falandı, bence bu pahalı :) Fiyatı yazmıyordu, kasada öğrendim, neyse dedim alayım :)) Baz olarak güzel, işini yapıyor ama ojenın hem altına hem üstüne sürdüğünüzde ojeyi bozuyor gibi geldi, biraz daha deneyeyim yazarım yine.
       Essence'in bu glitterlı ojesini ise sırf lila diye aldım. Konfetiye benziyor içindekiler, çok eğlenceli bir oje bence :) Fiyatı 6tlydi sanırım.


       Renkli kozmetik olarak da bunları almışım. Rival De Loop rujları  o kadar sevdim ki, her gün sürüyorum neredeyse. Bendeki renkleri 04 ve 05, yapıları ne nemli ne mat bu renklerine kesin bakın, diğer renklerine de bakın :)
    Beaulis, tekli farlarından da Baby Room rengini aldım hatta hızlıca yazısı geldi bile :) Buraya koyuyorum linki. 
       Ten ürünü konusunda pek çeşit yoktu elimde, aynı şeyleri kullanmaktan sıkıldığım için iki yeni bb ve cc krem aldım. Maybelline Dream Satin, 23 tlydi indirimde. Bendeki rengi en açık rengi 02 Light. Dediği gibi saten bitişli, az kapatıcılık veren ama renk eşitleyen, tam yazlık güzel bir ten ürünü. Bee Beauty'nin yeni çıkan cc kreminin ise tek rengi olduğu için tabii ki bana uymadı :( Ten rengim açık buğday ama bb kremlerin en açık renkleri oluyor beyaza yakınım. Bu tam buğday tene falan olur. Bir kere denedim bir daha deneyesim gelmedi, sevmediğim başka yönleri de oldu. Dışarı çıkarken hiç bunu süresim gelmedi çoğunlukla Maybelline'i kullandım. Tekrar güzelce bir deneyeyim, en kısa zamanda yazısını ekleyeceğim bunun. 17,5 tl de olsa, boşuna almış olmayın :)

    Benim Nisan ayı alışverişim bu şekildeydi. Sizin Nisan ayında alıp çok sevdiğiniz neler oldu benimle paylaşın. Benim baya favorim oldu bu ay. Kullandıkça blogda bahsetmeye devam ederim kendilerinden. Sizin özellikle merak ettiğiniz bir ürün varsa bana yorumlardan da ya İnstagram'dan yazabilirsiniz. Bundan sonra da aylık alışverişlerimi bu şekilde eklemeye çalışıcam. Hepinize Mutlu günler.
    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Sevgiler.
     
    Continue Reading


       Alışveriş yapmanın verdiği o mutluluk, ahh ahh :) Burada dikkat edilmesi gereken nokta, aldığın şeyi giyerken, kullanırken de aynı derecede mutlu olup olmamak. Alma odaklı değil de, defalarca kullanıp, iyi ki almışım diyorsak alışveriş yapmanın hiç bir zararı yok bence. Ben bu hissi genelde hep yaşıyorum, doğru seçimler yapıp, az ama öz şeyler almak benim alışveriş yaparkenki stratejim.
       Ben sade, minimal, modern ve zamansız görünümleri seviyorum. Gerçekten sevdiğim şeyleri dolabıma ekliyorum, aynı parçadan iki üç tane almıyorum.  Bir tane siyah skinny jean im var mesela, bir tane de siyah boyfriend jean im var siyah jean dosyası kapanmıştır benim için. Eskiyene kadar gidip tekrar siyah skinny jean alıcam diye uğraşmıyorum :) Bu bence çok iyi bir yöntem. Biraz daha kaliteli bir şey alın ve hep giyin, aynısından defalarca almaya hiç gerek yok. Dolabınızda kendinizce bir düzen oluşturursanız da hem giyinirken kolayca ne giyeceğinizi seçebiliyorsunuz hem kendinizi görünümünüzle ifade edebiliyorsunuz hem de alışverişteyken ne almanız gerektiğini daha iyi saptayabiliyorsunuz.
       Bu sezon için de benim olun lütfen dediklerime yakından bakalım, bazıları benim oldu bile :)


    1. Siyah Modern Baskılı Tshirt : Bu tshirt'ü ilk gördüğüm günden beri içimde yoğun duygular besliyorum :) Stokları tükense de bir umut gelirse alıcam, gelmezse de aynı bu şekilde modern baskılı siyah bir tshirt ekleyeceğim dolabıma. Bu yazı serilerimde hep bir tshirt var, bu tarz eski, klasik büyük tshirtleri çok seviyorum. Beyazından da eklicem bir tane, tüm yaz bunları giyerim ben biliyorum kendimi :)) Olayım bir tshirt bir kot zaten. Daha yakından bakmak için tık tık.

    2.Renkli Boyfriend Kot Ceket : Böyle bir ceket bayadır istiyordum ve kiremit rengi hem de Koton'da buldum ve aldım. Görseldeki Mango'nun Kotonun internet sitesindeki görselleri beğenmediğim için ekleyemedim :) Kot ceketsiz bir bahar yaz sezonu düşünülemez ama klasik kot ceket kesimi değil de omuzları düşük bol duran ama uzun da olmayan bir ceket istiyordum onu buldum tam olarak. Geçen sene oversize boyfriend siyah kot ceket de almıştım, dolabımdaki kot ceket ihtiyacı tamamlanmış oldu. Genelde giyinirken sadece bir yerden renk patlatırım. Renkli kot ceketleri özellikle siyah jeanlerle çok beğeniyorum. Daha yakından bakmak için tık tık.

    3. Beyaz Modern Baskılı Tshirt : Klasik kesim baskılı tshirtlere olan sevdam bitmez. Bir tane de beyaz renk ekledim mi süper olur.  Ne giysem, uğraşmak istemiyorum dediğimde de en sevdiğim görünüm bu, bugün tam da istediğim gibi giyinmek istiyorum dediğimdeki görünüm de bu, kendimi en kendim hissettiğim şey bu modern baskılı tshirtler sanırım :) Daha yakından bakmak için tık tık.


    4. Düz kesim Yüksek Bel Jean : Bu sezon en trend olan kot modellerinden biri bu ve çok sevdiğim bir model. Çok modern çok cool gözüken bir kot. Bu kot da satın aldıklarım arasında, iyi ki almışım dedirtti, İnstagram'da da bugün de bunu giydim diye dalga geçiyorum kendimle hatta :)) Bu tarz bir kotum yoktu benim ama bundan sonra bu modeldeki kotum eskidikçe yerine yenisi gelir. Çok da rahat bir model, dolabınızda yoksa mutlaka eklemelisiniz. H&M onineda stokları tükenmiş ama mağazada vardır, yoksa da başka markalarda da bulabilirsiniz. Daha yakından bakmak için tık tık

    5. Zincir Saplı Kapaklı Çanta : Bu çanta bayadır aradığım bir çantaydı, Ysl'in ikonik çantasını çok seven biri olarak Zara Mango yapsa da alsam diyordum. Mango yaptı bu sezon :) Ayarlanabilir saplı olması çok önemli çünkü kısa omuz çantalarını çok seviyorum. Zamansız bir parça, her sezon her dönem kullanılır, indirim bekliyorum denk getirirsem benim olduğuna çok sevinicem gerçekten :)) Daha yakından bakmak için tık tık

    6. Düz Kesim Kısa Paçalı Koyu, Sarı İplik Dikişli Kot: Şu kotun aynısını sanırım dört sene önce almıştım Mango'dan. O kadar çok giydim ki, her şeyle çok iyi giden bir kot tarzı bu. Baya eskidiği için aynısını almak istiyorum tekrar, Mango'nun tarzı tam benim tarzım zaten o yüzden zamansız parçaları her zaman bulabiliyorum orada. Dolabımda mutlaka olmalı. Daha yakından bakmak için tık tık.


    7. Puma Suede Classic Siyah : Giyerken Kendimi en iyi hissettiğim bir başka şey ise güzel spor ayakkabılar. Artık her görünümün altına da giyilebiliyor olması da beni çok mutlu ediyor ki en çok kot giyen biri olarak tabii ki en çok spor ayakkabı giyeceğim :) Spor ayakkabı seçerken modern ve minimal gözükmesine ve her şeyle olabilmesine dikkat ediyorum. Puma modellerini çok beğendiğim bir marka değildi aslında ama bu Suede serisine bayıldım. Bu da dolabıma eklemiş olduğum parçalardan. Ben Trendyol'dan aldım, yanları beyaz değil çok açık toz pembesini buldum bence daha güzeli :) Çok beğenerek giyiyorum, çok modern ve cool bir ayakkabı. Aşırı da rahat bu çok önemli. Çok da iyi bir fiyata aldım 200 tlydi. Anında tükeniyor böyle klasik modeller o yüzden iyi bir fiyata düştüğünü gördüğünüzde vakit kaybetmeden almanızı tavsiye ederim. spor ayakkabılar mağazadan alınacak gibi değiller artık zaten mağazada 480 tl:( Daha yakından bakmak için tık tık

    8. Cat Eye Gözlük : Trend parçaları çok sevmediğimden bahsetmiştim ama bazılarını özellikle kendime yakıştırıyorsam sevebiliyorum. Bu gözlük modelleri de onlardan biri. Mağazada denediğimde çok sevdim, siyahını mı alırım yoksa kahvesini mi bilmiyorum ama sanırım kahvesine daha yakınım :) Daha yakından bakmak için tık tık.

    9.Siyah Loafer : Şu babaanne ayakkabılarından istiyorum bu sezon. Eksikliğini en çok hissettiğim şey bu ama bulmak çok zor. Yani güzelini bulmak çok zor bence, çünkü ya çok çirkin oluyorlar ya çok güzel :)) Siyah, mat, deri ya da suni deri istiyorum. Şunu almalıyım dediğim modelini henüz bulamadım fikir görselim bu sadece, bunu da Allah affetsin Beymen'den buldum (safddhgf) Buna link koymayacağım, o tatlı canlarımızı üzmenin alemi yok :)

       Baya uğraştırsa da yine çok keyif alarak hazırladım. Size de fikir verebildiysem ne mutlu.
      Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Sevgiler.












    1.
    Continue Reading
     


       Selam, makyaj koleksiyonuma yeni tekli farlar ekledim, bugün size onları anlatıcam. Beaulis, Gratis'in yeni çıkardığı markası, kozmetiğe bu kadar zam gelmişken, Gratis'in uygun fiyatlı bir marka oluşturması çok iyi oldu. Ürün skalası geniş, her ihtiyaca göre bir şey bulmak mümkün. Ben bugün tekli farları hakkındaki fikirlerimi paylaşıcam. Bir de göz kalemi, dudak kalemi ve aydınlatıcı aldım bunların dışında, onlardan da en kısa zamanda bahsederim.


       Şunları almadan önce iki tane tekli farım vardı, Maybelline-Color Tattoo On and on Bronze ve Wetn Wild-Brule. On and Bronze olmazsa olmaz zaten, Daimi Favorilerimde bahsetmiştim. Brule ise boşuna aldığım bir far çünkü ten rengi far kullanma alışkanlığım yok. Gözlerimden hafif kapatıcıyla geçmem yeterli, hem kapatıcı üzerine farı koyduğumda bence far göz kapağına daha iyi tutunuyor, daha parlak gözüküyor.
       Farklı renkte farlara ihtiyacınız varsa far paleti almak daha mantıklı tabi ki. Ama benim gibi paletlerinizde olmayan bir kaç rengi kullanmak istiyorsanız, far paleti almak yerine, tekli far olarak koleksiyona eklemek çok mantıklı. Benim çok sevdiğim altı tane far paletim var şu an ve kendime her paletten bir rengin dibini görmeden yeni palet almayı yasakladım :) Ama kendimi bu minik masum zevkimden de (safdhgfj)  keskin hatlarla sınırlamayı sevmiyorum o yüzden kullanmayı çok istediğim far renklerini, bu şekilde tek tek eklemiş oldum koleksiyonuma, bence çok iyi oldu.


       Beaulis'ten seçtiğim bu tekli farların renklerini ne kadar sevdiğimi anlatamam. İlk olarak, Fire Brick rengini aldım, Görkem Karman'da görmüştüm. Mac in Brown Script farına muadil olduğundan bahsetmişti. O farı da çok beğeniyordum o yüzden gittim hemen 6.90 tl'ye aldım :) Rengi muazzam güzel, katlanma bölgesi için biçilmiş kaftan resmen. Tek başına da çok cool bir renk.  Yapı da çok güzel. Pigmentasyonu yüksek, göründüğü rengi aynen veriyor. Tozutmuyor da, bu farın yapısını bu kadar beğenince, başka beğendiğim renklerini de almak istedim.





     Bir diğer indirim döneminde, Cosmopolitan ve Spiritual renklerini aldım. Cosmopolitan, koyu gül kurusu-bordo arası soğuk tonlu mat bir renk.



       Spiritual ise, tam Cosmopolitanla birlikte kullanmalık aynı rengin ışıltılı hali gibi biraz daha sıcak bir renk ama. İkisi birlikte dünyanın en güzel en kolay, özenilmiş göz makyajı görünümünü veriyor bence :)


       Artık Gratis'e her gittiğimde yeni renk gelmiş mi diye bakıyorum :) Son olarak da Baby Room adlı ışıltılı açık pembe rengini aldım. İndirimde değildi, 10 tl'ye aldım. Ben baharda, yazın sadece ışıltılı açık pembe far uygulayıp bir rimelle makyajı tamamlamayı da çok seviyorum, bu rengi de o yüzden aldım. Bu diğer ışıltılı spiritual'e göre daha metalik bir ışıltıya sahip, daha yoğun.
       Swatchlarını da ekleyeyim, güneş ışığında çektim ve herhangi bir filtre yok.


       Ben, Beaulis tekli farları kullanmaktan çok zevk alıyorum. Tek başlarına da kullanıyorum, birbirleriyle ya da başka farlarla da kullanıyorum.  Uygun fiyatlı, renk skalası oldukça güzel, yapıları kaliteli, güzel farlar. Ambalajlarını da sevdim, şirin ve tatlı gözüküyorlar. Özellikle indirim döneminde, 7 tl civarına zevkle alınabilecek farlar olduğunu düşünüyorum. Benim yaptığım gibi, elinizde olmayan ama kullanmak istediğiniz renkleri Beaulis'den bulup koleksiyonunuza ekleyebilirsiniz :)
    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Sevgiler.


    Continue Reading

       Yazmayı en sevdiğim serilerden biriyle daha karşınızdayım :) Uzun aralıklarla yazdığım için bu seriyi, baya ürün biriktiriyorum sonra kendime kızıyorum şunları zamanında anlat ve at diye. Baya biriktirmişim yine, yazıdan sonra hepsini geri dönüşüm kutusuna bırakıp gelicem. Hadi başlayalım.


    Procsin - Karbonlu Siyah Yıkama Jeli : Bundan nasıl nefret ettim anlatamam :) Kendisinin herhangi bir ciltle uyum sağlaması bence mümkün değil. İçinde o kadar çok sülfat var ki, bütün çeşitlerini koymuşlar resmen. Yüzümü yıkadıktan sonra kağıt gibi kuruyordu, üç, dört kullanımdan sonra hemen bıraktım. Fırça temizlemede kullandım, bitirdim, kapağı falan da kırıldı zaten. Açıkça söylemem gerekirse, instagramdaki bazı reklamcılara kanıp aldım bu seti bir buçuk sene önce falan, iki ürün daha vardı, onları da hiç sevmedim ve bitirmeden bıraktım. Her ürün hakkında o kadar çok reklam yapılıyor ki bazen biz bile kanabiliyoruz. Kendi filtrenizden geçirdiğiniz insanların tavsiyelerini dikkate alın derim :) Diğer ürünleri de bence çok kötü. Bir daha bu markadan hiç bir şey almam. 

    Himalaya Herbals - Neem Özlü Scrub : Kurutmadan mat ve kadife doku bırakan güzel bir scrubdı. Yine karma ya da yağlı ciltliyseniz sevebilirsiniz. Yazın o matlaştırıcı etkisi güzel olabilir, ben şimdilik tekrar almam cilt tipime uygun değil çünkü. 


    Nivea- Pure And Natural Gündüz Kremi : Kaç kutu bitirdim acaba şu kremden :) Bulduğum müddetçe satın almıştım, şu anda bulamıyorum. Sadece nem veren, başka bir etkisi olmayan temel nemlendiricilerdendi. Çok severek kullandım bitirdim. Daha detaylı bahsettiğim yazım burada. 

    Bee Beauty - Yaban İğdeli Nemlendirici : Bu seriyi de biraz daha temiz içerikli diye satın almıştım ama özellikle kokusuyla hiç anlaşamadım. O kadar baskın parfüm kokusu var ki, gün içinde de uçup gitmiyor baya da kalıcı o yüzden ayak kremi olarak kullandım bitirdim kendisini :)) Yapısı da kalındı, yüzün üstünde kalıyor sadece, iyi emildiğini düşünmüyorum. Artık yok gerçi bu seri.

    Nivea - Canlandırıcı Nem Maskesi : Çok severek her çeşidini kullanıyordum, bunu saklamışım sadece. Başka çeşitleri çıktı şimdi, onları alıp kullanırım, seviyorum bu Nivea'nın tek kullanımlık nem maskelerini. Gerçi artık cilt bakımı adımlarım sayesinde nem maskesi yapmama gerek kalmıyor.

    Pure Beauty - White and Bright Göz Kremi : Harika bir göz kremi bu. Ayrıntılı yazısını buraya bırakayım. Ne yazık ki artık bulamadığım için başka göz kremine geçtim ama bulursam tekrar hemen alırım :)

       Avon Nutri Efects'in hiç bir işe yaramayan kreminden bir önceki bitenler yazısında bahsetmişim, yazısını yazarım belki diye atmamışım sanırım, fotoğrafta o yüzden var ama tekrar söyleyeyim hiç sevmedim :)


    La Ligne - Lime ve Aloe Veralı Duş Jeli : Nadir duş jeli kullanıyorum, en çok doğal sabunları seviyorum. Nadiren de olsa duş jeli kullanmak istediğim dönemlerden birinde Gratis'ten almıştım bunu. Hiç bir esprisi yoktu, kokusu da güzel değildi tekrar almam.

    Otacı - 10 Bitkili Canlandırıcı Şampuan : En sevdiğim şampuanlardan olduğunu söylememe gerek bile yok artık. Almaya, kullanmaya devam. Ayrıntılı yazısını buraya bırakıyorum. Bir diğer ilgili yazım da burada :)

    Bioblas - Organic Oils Sarımsaklı Saç Kremi : Şampuanıyla kullanmıştım bu seriyi. Saçları oldukça bakımlı gösteren bir ikiliydiler, saç kremi daha uzun sürede bitti ve kullandığım süre boyunca saçlarımı hiç kuru hissetmedim. Saçı bakımlı, yumuşak ve bakımlı gösteren şey bence saç kremi o yüzden saç kremlerini baya severim ben :) Güzeldi, tekrar alırım. Kokusu da güzeldi.

    Loreal - Casting Sunkiss Renk Açıcı Sprey : İlk çıktığı zamandan beri kullanıyorum ben bunu :)) Her sene bir şişe bitiriyorumdur. İnstagramda nasıl uyguladığım hakkında bir gönderim var. Saçlarınız çok koyu değilse, bununla açılıp daha sarı bir tona kavuşabilir ama yavaş yavaş denemek lazım mutlaka. Ben çok memnunum, tekrar alırım. Şu anda da, yeni bitirdim başka bir şişe daha :)


    Sensodyne - Naneli Diş Macunu : Diş macunu benim için çok önemli ve en sevdiğim Sensodyne bu konuda. Birincisi hassas dişlere sahibim ve hassasiyet önlemede bence Sensodyne çok başarılı, İkincisi, daha basic temiz bir içeriğe sahip diğerlerine göre. Üçüncüsü sadece dişlerde değil, ağız içi hijyenini sağlamada da çok başarılı buluyorum ben, ağzımın içini komple temiz hissettiriyor. En sevdiğim çeşidi de naneli olan :)

    Garnier - Nem Bombası Sprey Güneş Koruyucu : Yüzünüze deodorant sıkmakla aynı hissi veriyor, kullanamadım bile direkt bitenler kutusunu boyladı ne yazık ki. Alma amacım özellikle güneşin kendini çok hissettirdiği günlerde, dışarıda da güneş koruyucumu tazeleyebilmekti ama olmadı :) Sprey güneş koruyucularının solunmasının çok büyük tehlike olduğu da kanıtlandı zaten, o yüzden aman diyim bu tarz ürünlerden uzak durun.

    Rosense - Tonik : Formülü değişmeden önce o kadar güzel bir şeydi ki bu. Şimdiki hali çok kötü, alırken bakmamıştım hep alıyordum zaten, sonra içeriğinin değiştiğini fark ettim. Bir şans verdiğimde ise yüzümü çok yaktı, emilmedi. Yazık oldu bu ürüne. Hepsi dolu ama çöpe gidecek. 

    Garnier - Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu : Son olarak beni en çok üzen ürün de bu oldu. Bunun da formülü değişti. Formülü değişmeden önce çok severek kullandım ama artık kullanmama kararı aldım. Sevdiğim miseler suları anlattığım yazımda da bahsettim bu konudan, buradan okuyabilirsiniz.


    Pure Beauty - BB Krem : Acaba kaçıncı tüp bu ya :)) Çok sevdiğim bir ten ürünü. Yaz kış, gece gündüz kullanıyorum ben bunu. En sevdiğim özelliği, yüzde homojen bir sonuç vermesi, ne parçalanıyor ne de kuruluk yapıyor. Kuru ya da normal ciltliyseniz ben çok seveceğinizi düşünüyorum. Doğru cilt bakımı ve özellikle nemli süngerle, kendi teninizmiş gibi kullanırsınız :) Renginin alt tonu da bej, yüzü çok sağlıklı gösteriyor, ten ürünlerinde alt ton benim için aşırı önemli. Baya bahsettim ama ayrıntılı yazısını da koyayım tık tık.

    Rimmel London - Match Perfection Kapatıcı : Bu da istisnasız en sevdiğim kapatıcı. Umarım uzun yıllar ülkemizden gitmez ya da marka üretmeyi falan durdurmaz. Bu kadar ince ama kapatıcı, kendini belli etmeyen bir kapatıcı henüz kullanmadım. Yazısı burada.

    Farmasi - İnkliner Eyeliner : Bu bitince ikincisini de aldım hemen. Ucu baya ince ve en ucu tiftiklenmeyip aynen kalıyor bu güzel bir özelliği bence. Uygulaması kolay. Opaklığı yerinde, akşam ben silmeden hiç akmıyor rengi azalmıyor. Baya güzel bir eyeliner.

    Wetnwild - Megaclear Şeffaf Kaş Jeli : Bu da bittikçe aldığım şeylerden biri. Bence kaşları çok iyi tarayıp, sabitliyor. Kaş ürünü olarak sadece bunu kullanıyorum zaten. Kaşlarım hem sık hem de kalın :) Yazısı için tık tık.

    Maybelline - Baby Lips Dr Rescue Just Peachy : Aşırı vasıfsız bir şey. Bir kaç kez şans verdikten sonra bitenler kutusunu boylayanlardan. Ayrıntılı yazısı burada var yine de merak ederseniz okuyabilirsiniz.

       Bitenler, bitmeden çöpe gidenler yazılarını daha sık yazmalıyım, bunları gerçekten kutunun derinliklerinden çıkardım :) Okuyucu için en faydalı yazı serilerinden kesinlikle. Umarım faydalı olmuştur.

    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Sevgiler♥








    Continue Reading
     

       Herkese selam, tek tek ürün incelemelerinin yanında böyle toplu tavsiye yazıları yazacağımı söylemiştim. Bu serinin ilk yazısı Uzun ve İnce telli saçlar için Nispeten Temiz İçerikli Şampuan Önerileriydi. Linki renkli kısma bıraktım. Şimdi ise miseler sulardan bahsedeceğim.
       Benim cildim kuru bir cilt, cilt bakımı yapmazsam beyaz beyaz dökülen bir cilt, hassas olduğunu söyleyemem, çok sivilce çıkarmam ya da alerjik reaksiyon göstermem ama yine de cilt bakım ürünlerinde hassas ciltler için olan serilere yönelirim. Nedeni tabii ki o serilerin içeriklerine daha çok dikkat ediliyor olması :) Bugün size bu kategoriden beş ürün önereceğim, ileride başka sevdiklerim olursa da bu yazıya ek ikinci bir yazı gelir. Unutmadan belirteyim, hangisini aldığınızı ve memnun kalıp kalmadığınızı bana mutlaka yazın :)


    1.Garnier Micellar Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu (Hassas Ciltler) 
       İlk bahsetmek istediğim, uzun zamandır kullandığım en çok satın aldığım miseler su olan Garnier. Garnier'den başlıyorum ama konu tavsiye değil bilgilendirme :( Garnier geçen aylardan itibaren formülü değiştirdi içerisine bht ekledi, hem de içerik listesinde yukarılarda. O yüzden ben almaya devam etmeyeceğim ama şimdiye kadar çok severek kullandım.  Fiyat performans dengesi şahaneydi.  Makyajımı çok güzel temizliyor, ardından cildimi daha fazla kurutmuyor, herhangi bir iritasyona, bir sivilceye sebep olmuyordu. Bht eklenmiş halini de aldım kullandım bitirdim çünkü alırken bakmamıştım. Kafamı karıştırdı açıkçası ama zararı bilinen bir koruyucu direkt yukarıya eklemeleri hoşuma gitmedi. Koruyucular cilt bakımı ürünlerinde şart tabii ki ama daha masum bir şey eklenebilirdi bence. Şu an için bu listedeki diğer ürünlerle devam edeceğim :) Çok sevdiğim ürünlerin formüllerinin değişmesine sinir oluyorum, Rosense tonik de de yaşamıştım aynı şeyi.


    2.Bioderma-Sensibio H2O
       Çok merak ettiğim bir miseler suydu, 100 mllik şişesinde kullanma fırsatım oldu. Bunu da kesinlikle sevdim ama Eski Garnier'den bir farkı yoktu o yüzden çok tercih etmedim fiyat farkından dolayı, ki hala bence pahalı daha uygun fiyatlı daha nazik miseler sular bulabildiğim sürece tercih etmem. Performans olarak listedekilerle gerçekten aynılar. İçerik olarak biraz daha iyi ama belirgin farkları yok, içerik listesini tek tek araştırdığımda içindeki sentetik içeriklerin zarar seviyeleri aynı :) Bu listede bahsedeceklerimin hepsi zaten çok benzer zararlı sentetik maddeleri içeriyor. Piyasadaki diğer ürünlere göre de baya iyiler :) Biraz daha bütçe ayırabilirim derseniz çok severek kullanırsınız. Öğrenci bütçeniz varsa da listedeki diğer miseler suları da çok severek kullanırsınız merak etmeyin :)

    3.Loreal- Miseler Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu (Hassas Ciltler)

    Bunun içerik listesi Eski Garnier'in neredeyse aynısı bu yüzden Garnier'in yerine bunu koyarak devam edebiliriz :)

    4.Diadermine-Yatıştırıcı Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu (Hassas Ciltler)

    Bunun içeriği de temiz ve nazik. İçinde bolca gül suyu var, kokusu da gül suyuna çok benziyor, Gül suyu sever biriyseniz bunu tercih edebilirsiniz ya da kokusunu sevmiyorsanız bunu eleyin derim. Miktar olarak diğer ürünlerden daha küçük fiyatı da buna bağlı olarak daha uygun. Makyaj çıkarma performansı diğerlerine göre biraz zayıf ama yine de makyajı çıkarıyor, işe yarar bir ürün. Dediğim gibi gül suyu severler, bunu da çok severler. Bunun devamlılığından emin değilim, bulamazsak Diadermine'in hassas ciltler için olan miseler suyunu da alıp inceleyeceğim aklımda o da.

    5.Olival-Ölmez Otu Yağı içeren Misel Su
       Bu içlerinde en son keşfettiğim ve en sevdiğim. Lakin Olival Gratis'ten çekildi, doğal markalar piyasamızda tutunamıyor ya :( Bundan 3-4 yıl önce şahane markalar vardı gratis'te şimdi bir tane doğal marka kalmadı. Kimi tebrik etsem bilemiyorum, Olival gitmesin diye Gratis'e defalarca yazdım ancak olmadı. Kullandıklarım bitmeden cilt bakımı ürünü almadığım için erteledim hep almayı ve gitti. Bundan sonra doğal markalar konusunda işimi şansa bırakmicam, üzülüyorum sonra :(( Neyse miseler suyunu hala görüyorum, siz de görürseniz mutlaka alın. Bir beş ay rahat idare eder sizi, 500 ml boyutu. İçeriği bu listedekilerin en doğalı, kokusu bitki bitki şahane, makyajı da çok güzel çıkarıyor. Umarım bir müddet daha gitmez. Yurtdışında falan da görürseniz markayı gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz.

       Genel olarak hepsinin ortak noktası içeriklerinin biraz daha özenli ve temiz oluşu. Yeni miseler sular da bulacağım sizin için bakalım onlar neler olacak.

    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Sevgiler.
    Continue Reading



       Herkese selam. Müzikle alakalı yazılarımda büyük bir Radiohead fanı olduğumdan bahsetmiştim size. En sevdiğim müzik grubu hakkında da bir şeyler yazayım bence :)
       Kendimi bildim bileli hep iyi müziğin peşinde koştum. Çocukken bile bir müzik zevkim vardı, ben de şaşırıyorum bazen nasıl olabilir diye :) En büyük zevklerimdendi hep güzel müzikler keşfedip, saatlerce onları dinlemek. Lisedeyken de bolca müzik paylaşımları yaptığım bir blogum vardı Tumblr'da. O dönemler Alternatif müzik ve İndie severdim en çok, hala da öyle. Dünya üzerinde ne kadar alternatif müzik yapan insan varsa hepsini bulup dinlemeyi amaçlamıştım ve neleri kimleri buluyordum, çokça hiti olan da bir blogdu :) Ben blogumda bahsettikten ve paylaştıktan sonra Radio Eksen'de falan duymaya başlardım. Ben onlardan daha erken buluyordum yani, şu an hala o zamanlarda keşfettiğim insanları dinlerim.


    Radiohead o zamanlar bulduğum bir grup değil ama, Radiohead kadar güzel bir grup bulduktan sonra bu işlere başlamıştım. Bir şeyleri kaçırıyorum gibi gelmişti ve daha da neler var diye bir kolaçan etmek istemişim herhalde :) Ve açıkça söylemem gerekirse daha iyisini bulamadım. Dünya üzerindeki çoğu insan da benimle aynı fikirde.
       Radiohead benim için o kadar değerli ki, beraber çok zaman, dönem geçirdik. Seksen yaşında bir insan olduğum zaman da Radiohead dinleyeceğime eminim. Çünkü çok başka bir tat veriyor, asla eskimiyor, her seferinde içinizden farklı ve güzel hisler ortaya çıkarıyor. Sanki neden hayatta olduğumu hatırlatıyor her seferinde.


       Albümlerini baştan sona dinleyebildiğim tek grup Radiohead, albüm dinlemeyi her albümde farklı bir şey bulmayı da onlardan öğrendim. Radiohead'in her albümü, her şarkısı, Thom Yorke'un Radiohead dışında yaptığı müzikler, yan grubu olan Atoms for Peace, hepsini dinledim, dinliyorum. En sevdiğim şarkıları seçemiyorum mesela, ancak bir albüm seçebilirim, o da İn Rainbows. İn Rainbows'u bir milyon kez dinlemişsem hemen ikinci favorim olan Ok Computer albümünü 999.999 kez dinlemişimdir. En sevdiğimle diğer albümleri arasında öyle çok fark yok ama o biraz sıyrılıyor diğerlerine göre :) Bir insanın kendini  bu kadar ait hissettiği bir müziği bulması, bence inanılmaz bir şey.

       Buraya tek tek en sevdiğim şarkıları yazmaya kalksam, kalkamam bile o kadar çok ki, beğendiğim sevdiğim o kadar şey var ki, buraya bir kaç şarkı koyacağım sadece. Sadece bunlar güzel değil, 93'ten beri çıkardıkları her şarkı çok güzel. En sevdiğim Radiohead şarkısı hangisi diye düşünüyorum, aklımdan yirmiye yakın şarkı geçiyor en iyilerde bile, seçmem imkansız. Ben bu saatten sonra da Thom Yorke ne yapsa dinlerim.


       Buraya ilk olarak, Thom Yorke'un en son yayınlanan canlı kayıtlarını koyucam. Çünkü çok yeniler ve şu canlı performansların tadı benim için çok başka şu anda. Thom Yorke'dan ne dinleyebilirsek kardır artık, dahi yaşlanmaya başladı çünkü :( Bir de albüm kaydı ile canlı performansı bu kadar aynı olan başka bir grup, insan da yok. Bu yazıyı yazarken de bunları dinliyorum. Yaklaşık on yıldır şu adamın yaşlanışına da birebir şahit olduğum için de kendimi çok şanslı hissediyorum.

      Thom Yorke- Suspiria Soundtrack Album (2018)-Suspirium


    Thom Yorke- Suspiria Soundtrack album (2018)-Unmade



    Thom Yorke-Suspiria Soundtrack Album (2018)-Open Again


    Radiohead-The King of Limbs album (2011) -Bloom




       Biraz şeyden de bahsetmem gerek, Radiohead, Thom Yorke canım sıkıldı bir şeyler dinleyeyim ya da alttan çalsın ben işimi yapayım anlarında dinlenebilecek bir grup değil. Bir sorgulama haline sokuyor sizi, dertlendiriyor ama kendimi beslemek istediğim zamanlarda, yaratıcılığımın düştüğünü hissettiğim, kötü hissettiğim zamanlarda bana çok iyi geliyor. Bir şeyleri hatırlamamı sağlıyor. Radiohead şarkı yapmaya devam ettikçe kendimi güvende hissedicem, 2016 yılında çıkardıkları A Moon Shaped Pool albümüyle fark ettim ben de bu hissi. Şu şarkı ve şu video nedir? Nasıl böyle bir şey yapılabilir? Bir müzikle nasıl her şey anlatılabilir? İnsan olmakla alakalı ''her şey''.

    Radiohead- A Moon Shaped Pool Album (2016) - Daydreaming


       Radiohead dünya çapında kendini kanıtlamış bir grup, iyi film ya da dizilerde de onları duymak mümkün. No Surprises'ı illaki bir filmde duymuşsunuzdur. 

    Radiohead- Ok Computer Album (1997)-No Surprises


       Şunları da koymazsam olmaz diye diye içimden yazıyı bitiremedim :) Reckoner de ilk onda vardır benim için, en çok şu şarkının canlı performansını dinleyince şaşırmıştım çünkü çok farklı sesler var şarkıda, elektronik ortamda eklenmiştir diye düşünmüştüm bizzat kendileri çalıyorlarmış. Burada daha gençler :) 
    Radiohead- İn Rainbows Album (2007)-Reckoner


    Daha fazla şarkı koymak istiyorum ama sonu gelmiyor. Fangirllüğümü de yaptığıma göre, şaka bir yana bu değeri kaçırmamanızı tavsiye ederim ama her kafanın alabileceği bir müzik değil. Keşke olsaydı, eminim dünya daha güzel bir yer olurdu.

    Sevgiler♥
    Continue Reading
     

       Selam, bugün bir hevesle aldığım ama hiç memnun kalmadığım maskarayı anlatayım. Eski makyaj severlerdenseniz, ülkemizde olmadığı için, bu maskarayı uzaktan sevip merak etmişsinizdir siz de benim gibi. Yıllardır hep çok tatlı buldum ve merak ettim sonra şans eseri a101'de gördüm ve aldım, şu küçük marketler şaşırtabiliyor bazen bizi :)


       Maybelline Great Lash maskaranın fırçası kıl bir fırça ve fırça matkap ucu gibi, makyaj ve matkap da ne alakaysa betimlemelerim şahane gerçekten. Yani, kıllarının aralarında belirgin boşluklar var ve bence bu sebepten her kirpiği kavrayamıyor. Kirpikleri sadece boyayan ve biraz belirginleştiren maskaralardan. Hacim etkisi hiç yok nerdeyse. Bir de kirpikleri aynı hizada tutamıyor, bazıları aşağıda bazıları yukarıda belirginleşmiş olarak kalıyor, dağınık bir kirpik görüntüsü oluşturuyor bu da benim hiç sevmediğim bir görüntüdür. Aynı hizada, muntazam kirpikler severim, ve hacim vermeyen maskaraya maskara da demem :) Dökülme yapmıyor, kolay çıkıyor oraları güzel.


       Maybelline Great Lash maskaraya hiç elim gitmiyor makyaj yaparken, bir şans daha vereyim ya dediğimde hep beni pişman ediyor. Bu maskara ara sira a101 lere gelebiliyor ve fiyati 15 tl oluyor. İnternette de var ama biraz daha fazla fiyati ve guzel bir maskara olmadigi icin ben takipcilerime tavsiye etmem. Yine de denemek isterseniz a101'de gordugunuz zaman denemenizi tavsiye ederim. Çok gençseniz çok hafif maskaralar istiyorsanız size yakışabilir, tipi dolayısıyla yine bir şans verebilirsiniz belki ama kirpikte hacim ve uzatma etkisini çok seven, risksiz sizi pişman etmeyecek maskaralara alışmışsanız bu size tırt gelir :) Hiç bulaşmayın bence. Favori maskarama ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz mesela. 
    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
    Sevgiler♥

    Continue Reading
       


       Bu yazıyla birlikte toplu önerilerime başlıyorum artık. Neleri sevdiğim, kullandığım toplu halde blogda dursun, bence sizin için daha faydalı olur. Uzun ve ince telli saçlar için şampuan önerilerime başlamadan önce saç tipimden bahsediyim, uzun ve ince telli diyormuşum :))) O öyle belli ki, onun haricinde saçlarımda hiç bir işlem yok ve doğal halinde düz saçlarım var. Diğer saç tipleri de sevebilirler tabii ki, ama seçtiğim şampuanların ortak noktası şeffaf şampuanlar olmaları, yani yapıları hafif, bu yüzden saçta birikme yapmıyor ve saç tellerini ağırlaştırmıyorlar, böylece de saçları söndürmüyorlar. 

       Saçlarımı da genelde bir gün yıkıyorum bir gün yıkamıyorum, iki güne bir yıkıyorum yani bu da saçlarıma iyi geliyor. Üç gün yıkamasam da saçlarım aşırı yağlanmıyor bazen de saçımın kendi yağıyla beslenmesine izin veriyorum ancak kendimi rahat hissetmediğim için en güzeli iki güne bir yıkamak :) Bir de, bir şişe birini kullanıp bitirdiysem, hemen başka birine geçiyorum çünkü nedenini bilmesem de hep aynı şampuanla yıkarsam da saçlarım donuklaşıyormuş gibi hissediyorum :)) Şimdi geçelim neler kullandığıma.




    1-Otacı - 10 Bitki Özlü Canlandırıcı Şampuan 
       İlk olarak tabii ki Otacının 10 Bitkili şampuanından bahsedicem çünkü blogumu açtığımdan beri hep alıyorum bunu. İçerik listesi güzel, tahriş edebilecek içerikler az. 10 bitki özü içeriyor ve bu bitkiler saça çok iyi gelen bitkiler. Saçlarımı çok güzel temizliyor, asla ürün kalıntısı bırakmıyor (ince telli saçlara sahip olanlar için en en önemlisi bu) kalıntı bırakmadığı için de ertesi gün saçlarım yağlanmaya başlamıyor. Saçım kepeklenmiyor çünkü saç diplerime de iyi geliyor. Saçım ultra hafif ve temiz oluyor ve çok ferah kokuyor, ben daha ne isteyeyim. Bu şampuan hakkında detaylı blog yazım burada, daha detaylı yorumlarımı okumak isterseniz tıklayabilirsiniz.


    2-Farmasi - Botanics Serisi
       Bu şampuan da şeffaf şampuanlardan, yine içerik listesinde cildi tahriş edebilecek içerikler daha az, sls içeriyor ama tek çeşit mesela bunlar benim için sorun değil. Saçı besleyecek içerikler de içeriyorlar. Saçlarım yine ultra hafif ve temiz oluyor. Kalıntı bırakmıyor, saçlarım geç yağlanmaya başlıyor. Kepek sorunu yapmıyor. Bunları da hep almaya devam ederim. Seride üç şampuan var ve içerikleri neredeyse aynı o yüzden bence hangisini aldığınızın bir önemi yok ama siz yine de saç tipinize göre seçersiniz. Sizde benim gibi üye olup, kendiniz satın alabilirsiniz.



    3-İnecto - Hindistan Cevizli Şampuan
       Bu da hep satın aldığım şampuanlar arasında, bunun ilk ikisinden bir farkı var ama benim için. Bunu ihtiyaca yönelik alıyorum, her zaman kullanmıyorum. O dönem saçlarımı kuru hissediyorsam bu şampuana geçiyorum. Yine içerik listesi basit, sentetik içerik miktarı az, organik hindistan cevizi yağı içeriyor. Saçlarımın kuruluğuna çok iyi geliyor, yukarıdakilere göre biraz daha çabuk saçlarımı söndürebiliyor ama tel tel gözüken ve kuru saçlarımı güzel yatıştırıyor. Bu şampuandan sonra bir de saç kremi kullanırsam saçlarımdaki kuruluk anında gidiyor. Kuruluğumu kontrol altına aldıysam ve bunu kullanıyorsam saç kremi uygulamayarak dengeliyorum genelde. Saçlarımın çabuk sönmesini istemiyorum çünkü :) Saçlarımın kuru olduğu dönem aldığım şampuan da bu, dediğim gibi. 



       Bu yazımda en çok kullandığım üç şampuandan bahsettim size. Saç bakımı benim için şampuan ve saç kreminden ibaret, başka harici hiç bir ürün kullanmıyorum. Saç Kremi de yılda iki kez aldığım ve anca bitirebildiğim bir ürün, kullanmak istediğim zaman sadece fındık büyüklüğünde almam yeterli oluyor. Uzun süre gittiği için ve faydasını çok gördüğüm bir ürün olduğu için de canım ne isterse onu alıyorum, biraz daha fazla para verebiliyorum :) Şu anda Yves Rocher'nin İnce telli saçlar için olan Volume serisindeki saç kremini kullanıyorum ve çok memnunum. Ondan önce Bioblass'ın Organic Oils Serisindeki Sarımsaklı Bakım kremini kullandım, onu da çok sevmiştim. İkisini de tavsiye ederim. Yeni beğendiğim saç ürünleri buldukça da bu serinin ikincisini eklerim bloga, umarım faydalı olmuştur.

    Bir de son olarak bahsetmek istediğim konu, az miktarda ürün kullanmak. Saçları banyodayken bir kez şampuanlamak, az miktarda krem kullanmak gibi, az ürün tüketmek çevre ve dünya için yapabileceğimiz en güzel şey. Hesaplı olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Noo poo'ya kadar gidemem, bir şeyler kullanmayı kendime bakmayı seviyorum ama hiç yoktan, az tüketmeyi önemsiyorum ve öyle de yapıyorum. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Merak ettiğiniz her şeyi aşağıda sorabilirsiniz. Başka hangi kategorileri toplu olarak görmek istersiniz, onu da yazarsanız çok sevinirim.


    Beni İnstagram'dan da takip etmeyi unutmayın.
    Bir sonraki yazımda görüşmek üzere
    Sevgiler
    Continue Reading
    Newer
    Stories
    Older
    Stories

    About Me

    About Me
    Tuba 24 Turkey

    Follow Me

    • pinterest
    • instagram

    Blog'da Neler Var?

    • Ana Sayfa
    • Cilt Bakımı
    • Makyaj
    • Saç Bakımı
    • Favoriler
    • Alışveriş
    • Bitenler
    • Dizi Önerileri

    Bu Blogda Ara


    İzleyiciler

    En Çok Okunanlar

    • Uzun ve İnce Telli Saçlar İçin Nispeten Temiz İçerikli Şampuan Önerileri
    • Wet'n Wild-Megaclear maskara
    • Dalan d'Olive | Nemlendirici Bakım Kremi ( Body Butter )
    • Favori Rujum | Pastel Nude 536
    • Cilt Bakımı Alışverişim | La Roche Posay, Caudalie, Nuxe, Avene
    • Pure Beauty | Super Sheer Silky Touch Güneş Kremi SPF 30 PA++ (Yüz İçin)
    • Caudalie | Lip Conditioner Dudak Kremi
    • Otacı | Bitki Özlü Şampuan - 10 Bitkili
    • 2017 Favorilerim | Cilt Bakımı
    • Favori Maskaram | Maybelline - The Falsies Volume Express Black Drama

    Google +

    Fotoğrafım
    Minimal Bakım
    Profilimin tamamını görüntüle

    En Yeniler


    Blog Archive

    • ▼  2019 (10)
      • ▼  Haziran 2019 (1)
        • Alterra | Üzüm ve Beyaz Çaylı Göz Kremi
      • ►  Mayıs 2019 (2)
        • Caudalie | Makyaj Temizleme Yağı
        • Alışveriş | Nisan 2019
      • ►  Nisan 2019 (2)
        • Benim Olun Lütfen | İlkbahar Yaz 2019
        • Beaulis | Tekli Farlar (Fire Brick, Cosmopolitan, ...
      • ►  Mart 2019 (4)
        • Bitenler #6
        • Kuru Ciltliler için Makyaj Temizleme Suyu Öneriler...
        • Bu hayatta çok güzel insanlar var | Thom Yorke
        • Maybelline | Great Lash Maskara
      • ►  Ocak 2019 (1)
        • Uzun ve İnce Telli Saçlar İçin Nispeten Temiz İçer...
    • ►  2018 (16)
      • ►  Aralık 2018 (1)
      • ►  Kasım 2018 (2)
      • ►  Ekim 2018 (2)
      • ►  Eylül 2018 (2)
      • ►  Haziran 2018 (1)
      • ►  Mayıs 2018 (2)
      • ►  Nisan 2018 (1)
      • ►  Şubat 2018 (1)
      • ►  Ocak 2018 (4)
    • ►  2017 (29)
      • ►  Aralık 2017 (1)
      • ►  Ağustos 2017 (10)
      • ►  Temmuz 2017 (10)
      • ►  Mayıs 2017 (1)
      • ►  Nisan 2017 (1)
      • ►  Şubat 2017 (1)
      • ►  Ocak 2017 (5)
    • ►  2016 (32)
      • ►  Aralık 2016 (3)
      • ►  Kasım 2016 (2)
      • ►  Ekim 2016 (5)
      • ►  Eylül 2016 (1)
      • ►  Mayıs 2016 (1)
      • ►  Nisan 2016 (1)
      • ►  Mart 2016 (3)
      • ►  Şubat 2016 (7)
      • ►  Ocak 2016 (9)
    • ►  2015 (3)
      • ►  Aralık 2015 (2)
      • ►  Kasım 2015 (1)

    Bana Yazın!

    Ad

    E-posta *

    Mesaj *

    Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

    Bumerang - Yazarkafe

    Created with by BeautyTemplates | Distributed By Gooyaabi Templates

    Back to top